Ölüm Çocukca
ilk hatırladıgımız şeyle başlar hayatımız.benim ilk hatırladıgım olay televizyonda
konuşan şişman bir adamdı.ben bütün şirinliğimle evin ortasında her zamanki
gibi koşarken babam hiç yapmadıgı bir şekilde bana bagırıyordu,ağlamaklı gözlerle
baktım televizyona o adamı ve o anı hiç unutmadım...sonradan adının turgut özal
olduğunu öğrendiğim bu adamı hiç sevemedim..küçük sevimli bir sokaktı bizimkisi
hersey sıradan hersey belliydi..babamın işe gidiş saati ,benim önünü kesip para alışım
dedemin camiye gidişi ,müzeyyen teyzenin sütçüyü beklemesi hep aynıydı.degişen
tek şey cebimdeki misket adetleri ve bazende enver amcanın arabasının rengiydi,,,,
o sabah hersey normaldi aslında babamın önünü koşarak kesişim,uykulu babamın
cebindeki en büyük demir parayı kurtulmak için verişi..annemin ekmek içi domates
peyniri,ablamların arkamdan aglamasıda ...misketlerim de her zamanki yerindeydi,,
tamay,ahmet te çoktan gelmişti misket meydan savaşına..ama bir şey eksikti aysel
teyzenin oğlu oğuz,dün hepimizi ütüpte kaçmıştı serefsiz ,oyüzden gelmedi dedim
dışımdan malum içinden konuşmak büyüklere özgü,,aradan yarım saat geçmeden
sevda yenge,evsahibimiz naciye teyze,annem ve cadı ablalarım bile herkes bir telaşla
çıktı evden ,tüm mahallenin dedikoducu karıları ,ama hepsi aysel teyzelere akın edi-
yordu..çocuk umursamazlığım çok geçmeden tükendi, misketlerimi cebime koydum
ve bir koşu çıktım tepenin en yukarısındaki aysel teyzenin evine..içerden kuran sesi
geliyordu ve aysel teyzenin haykırışları,oğuza bişeymi oldu diye soracaktım kapıda
bekleyen emine teyzeye vazgectim,,arzu ablamı kestirdim gözüme, tek bir cümle
söyledi pekte anlamadığım ömer amca öldü bir daha gelmeyecek...bir yere gitmişti
fırıncı ömer amca dönmeyecekti...