Öncü
Gerçek ismini kimse bilmezdi ama "Öncü"dendiğinde herkes onu tarif ederdi:kabadayı,tos bıyıklı ve geniş omuzlu,koca gözlü,uzun boylu,kepçe kulaklı ve kır saçlarını gizlemek için taktığı siyah kasketli,elli -elli beş yaşlarında bir adam.
Sofraya ilk o oturacak ve ilk o başlayacaktı yemeğe.
Camiye ilk o girecek ve en ön safta o namaz kılacaktı.
Düğünlere ilk o davet edilecek ve ilk o oynayacaktı çifteteliyi.
Biletini hep ön koltuktan alırdı.
Gençliğinde işe en erken o gelirdi.
Hatta akranlarına göre en erken yaşta evlenmiş,çoluk çocuk sahibi olmuştu.
Tuhaf adamdı Öncü,sırada beklemeyi sevmez bütün işlerini ivedilikle yapardı.
Onun hep önde ve gözde olma hırsı hiç bitmedi hayatı boyunca,belki de insanlardan ziyade kendisiyle rekabet halindeydi.
Öncü,ilk ve son kez öndeydi işte musalla taşında ve imamın önünde sessiz sedasız:
"Er kişi niyetine..."
Gayet güzel bir yazıydı. Tebrikler Hüseyin Hocam. Sağlıcakla esen kalın.