Önümüzdeki Maçlara Bakalım

Bir sonbahar akşamı kuzguncukta sahile yakın arada bir gittiğimiz kafenin balkonunda, arkadaşım İclal'le oturmuş sohbet ediyoruz. Liseden beri süregelen bir arkadaşlığımız var. İclal'de benim gibi neşeli bir şen dul. Ballandıra ballandıra son sevgilisinin ona nasıl tav olduğunu anlatırken telefonu çaldı.
Hal hatır sorma faslına geçmeden 'Hadi ya vay şerefsiz! Arkadaşımla Kuzguncuk'dayız gel konuşuruz ' deyip telefonu kapattı.
'Kimi çağırdın kim geliyor?' diye sordum biraz keyifsizce.
'Deniz, eski işyerimden arkadaşım. İyi kızdır, biraz deli dolu, biraz da manyaktır ama eğlencelidir. Ne zamandır tanıştırmayı istiyordum seninle.'
Deniz 31 yaşında kirpi gibi kısa siyah saçlı, hayatı ti ye alan rüzgârı önüne katmış esrarengiz bir kadın. Üç kadın oturmuş sohbet ederken konu, ne onlarla ne de onlarsız olan başımızın belası erkeklere geldi. İclal kulaklarını dikmiş meraklı bir kedi gibi, 'Şu evli çıkan sevgilini anlatsana.' dedi.
Deniz bir sigara yaktı. 'Adam âşık etti kendine üç ay sonra da ben evliyim, ama seni seviyorum dedi.'
'Gitsin evdeki karısını sevsin' dedim sesimin desibelinin yükseldiğini fark etmeyerek. Yan masadaki kalabalık gruptan bir kaçı şöyle bir dönüp baktılar. Pardon der gibi hafif tebessüm ettim. İclal biraz daha ılımlı yaklaşarak, ' İyi de evli erkeklerin sevmeye hakkı yok mu? ' dedi.
Sigarasının dumanını karanlığa serserice savurarak 'sevgisini sikiim onun' dedi Deniz sakin bir ses tonuyla.
Bu kafelerde masaları neden bu kadar yan yana yaparlar anlamış değilim. İnsanın mahremi kalmıyor canım. Az önce benim sesimin desibelinden çıkan edepli sözlere ters ters bakan yan masa şimdi Denizin normal ses tonuyla söylediği edepsiz kelimelere gülüyordu.
Olayın ilk şokunu üstünden atlatmış bir ses tonuyla konuşmasına devam etti Deniz:
'Hafızamdan silmek istediğim görüntüler var, silemediğim sözler var, duymamış olmayı dilediğim ama duyduğum. Kiminin gözüne sokmak istediğim gerçekler var ama bende saklı hala. İncecik bir ipin üzerinde yürüyorum ve biliyorum ki düşersem yanarım. Bu adamı başka bir kadına, eve, belki de çocuklara sahip olduğunu bilerek sevmeye devam edersem, moloz yığınlarının üzerime döküleceğini gördüğüm halde kenara çekilmemiş olurum. Öyle beddualar ediyorum ki dağları parçalayacak, tutmasını istemediğim ama dilimi de tutamadığım.'
Deniz'in sesli düşüncelerini bölüp, 'Gez, toz, gününü gün et sonrada ben evliyim de olacak şey değil. Al sana bir cinayet sebebi!' dedim. İclal bir panter gibi hemen atıldı.
'Kızım bi dur yangına körükle gidiyorsun. Üçüncü sayfa haberi mi olsun kız, başka bir yolu vardır bunun ya da salla gitsin.'
Yan masadaki kalabalığın kulakları bizim masanın ortasındaydı.'Onu cehennemin dibine gönder' dedi içlerinden esmer olanı. İclal'le göz göze geldik. Eyvah birazdan burada kıyamet kopacak bakışlarını gördük kocaman açılmış gözlerimizde.
Sigarasından bir nefes daha alan Deniz, hayatın köhneliğine inat bir kahkaha savurdu gecenin karanlığına. ' Evet, onu cehennemin dibine gönderdim. O kahrolası herifi içinde seks olan bir seyahate çıkardım.' Kahrolası kelimesini o kadar şiddetli söylemişti ki neredeyse ağzı yırtılacaktı. Yan masa dâhil tüm gözler merakla Denize çevrilmişti.
'Siktir ettim! Artık önümdeki maçlara bakacağım. Karısına saygısı olsa bu ihaneti yapmaz, bana saygısı olsa beni ikinci kadın yapmaz. Sigaralar yakıyorum üst üste, boşalan kadehlere bakıyorum sonra bir anda bir volkan patlıyor ki içimde tarifi yok, hani o an karşımda olsa.....neyse boş ver gitsin. Metres unvanını kendime yakıştırıp yola devam etmek gibi bir niyetim yok. Durun size dün tanıştığım yeni sevgili adayımı anlatayım.'

Deniz bize yeni sevgili adayını anlatırken ben zihnimde onu duymaktan çok uzakta olan düşüncelere yol almıştım. 'Artık önümüzdeki maçlara bakacağız'... Sevmiştim bu düşünceyi.