Panik
Soluk soluğa içeri girdi, kapının tüm kilitleri ile işini bitirdikten sonra derin bir nefes aldı ve odaları gezmeye başladı. Hiçbir lambanın düğmesine dokunmadan bir hırsız gibi evin içinde dolaştı, yalnız olduğundan emin olunca salona yöneldi. Berjeri pencerenin yanına soteleyip perdenin kenarını kalorifer radyatörüne sıkıştırdıktan sonra sokağı izlemeye başladı. Saate bakmak için telefonu çıkardı ama histeri bir atak geçirir gibi hemen telefonun ayarlarına girip sessiz moduna aldı ve o gün ilk defa kendini güvende hissetti. Bu rahatlamadan az sonra içi ürperdi mevsim kıştı ve ancak kendini fark edecek hale geldiğinden anlayabildi evin buz gibi soğuk olduğunu. Otonom bir hareketle mutfağa yöneldi, tam kombinin karşısında gelmişti ki, bacadan çıkacak buharın evde birinin varlığına emare olacağını düşündüğü için ürperdi sağ elini bir çocuğun sobaya ilk değdirdiğinden sonra, bir çocuğun yasaklı bir şeyden rahatsız olup yüzünde acıyan bir ifade ile sağ elini sol koltuk altına saklayışı gibi masumane ve korku içinde gözleri fal taşı gibi açılmış bir halde buldu kendini. Bir an soyutlandı kendinden karanlık içinde üşümüş bedeninden uzaklaşıp astral bir bakış attı mutfaktaki fiziki varlığına ve aklı sadece bedeninden uzakta değildi. Fırtınalı bir günde falezde dalgalara yakalanmış bir odun parçası gibiydi...
-1-