Param Parça Cam Kırıkları
Saat 10. Güneş çoktan batmış. Gökyüzünde bulutlar. Genç kız yıldızları saymak icin pencereye oturur. Ama yok. Yıldız yok. Bulutlar kaplamış dört tarafı. Halbuki sadece yıldızlar sevdiginin iyi olduğu umudunu veriyordu genç kıza. Ama yok. Yıldız yok. Bulutlar kablamış dört tarafı. Soğuk, buz gibi bir kasım ayı. Sevgilisini terk ettiği günden bu yana ağlamaklı genc kız.Buğulu pencerelere adını yazıyor sevgilisinin. Artık pencerenin her kösesinde ismi yazıyor . Ne yapıyorki acaba? Içiyormu? Ağlıyormu? Yoksa, yoksa şen kahkaha eyleniyormu?
Gecenin bir saati uykuya dalar genc kız. Saat sabahın 7si. Uyuyamaz. Kabusu olur terk ettiği sevgilisi. Geri döneceksin. Illaki döneceksin diye haykırır sevgilisi kabuslarında. Dayanamaz buna. Ağlamaklı ağıtlı günlere dayanamaz genç kız. Evine gider sevgilisinin. Kapıyı çalar. Sessizce açılır kapı. Gözleri mor bir genç çikar karşısına. Tanılmaz bir halde. Siyah deri koltuğunda yer alır sevgilisi. Daha doğrusu eski sevgilisi. Genç kız arkasında. Kafasını bile döndürmeye tenezzül etmez sevgilisi. Siyah deri koltuğun tam önünde paralel duran beyaz deri koltukta yer alır genç kız. Beyaz deri bir koltuk. Yada krem rengi. Iki eski sevgili sanki televizyon kumandasında sessiz tuşuna basmış gibi sessizce oturur. Genç kızın gözleri mor gözlerde. Ama mor gözler baska bir yerde. Gözleri dolmaya başlayacakken genç kızın, oturdugu yerden kalkar. Sevgilisi çok iyi bilir genç kızın banyoya gittiğini. Bilir banyonun onun ağlama yeri olduğunu. Bilir sevgilisinin orada öylece sessizce, hıçkıra hıçkıra ağlayacagını. Haklı, ağlıyor genç kız. Hemde hüngür hüngür. Yüzünü yıkadıktan sonra durulamak için eline aldığı havlunun sol tarafında kırmızı bir şey görür. Kan kırmızısı. Kan kırmızısı olduğuyla kalmıyor. Kan. Havlunun üzerindeki leke kan. Bu sefer genç kız cıkıyor mor gözleriyle sevgilisinin karşısına. Elinde kan lekeli havlu. Oturuyor yine beyaz deri koltuga. Sevgilisinin sag yumruğu sarılı. Beyaz bir sargı ile sarılmış, o yüreğinin büyüklüğündeki yumruğu.
? Ne oldu eline?? diye sessizce soruyor genç kız. Aslında yüzü yok sormaya. Iste o an. Iste o sordugu an sevgilisi tutamıyor artık kendini. Ve şu sözleri döküyor dilinden . Sonunu düşünmeden.?Birde soruyorsun ha ne oldu diye. Yoksa ağlama odanda elindeki kanlı havlumu gözüne battı ? He söyle. Söylesene nasıl çekip gittiğini, anlatsana! Kanlı havluyu görmüşsün. Onu görmüşsünde girişdeki cam parçacıklar gözüne batmadımı? Söylesene. Kalbimde yarattığın cam kırıklarını görmediğin gibi, girişteki cam kırıklarınıda görmedin dimi. Bak senin yüzünden oldu. Senin yüzünden aktı bu kan. Senin yüzünden bu cam yumruk yedi. Senin benim kalbime attığın yumruğun aynısını cama attım! Mutlumusun simdi, he söyle! Hayır söyleme. Sus sakın konuşma! çek git!?. Bilmezki genç çocuk sevgilisinin her gece göz yaşı döktüğünü. Bilmezki çektiği acıyı. Bilmezki tekrar denemek için geldiğini. Genç kız sessizce çıkar gider. Kapıyı arkasından örtmeden önce kapının sol tarafındaki aynaya bir yumruk geçirir. Sadece kendi duyabileceği şekilde şu sözleri söyler:? Bak param parça oldu kalbim...Tıpkı bu cam kırıkları gibi...?
👍👍👍👍
aşk cok farklı bişi asık olmak cok farklı ve hayatta sevgısız olmak cok acı ama severken terkedılmekten de kotu bişi yok... her ne olursa olsun yuregıne asına saglık cok begendım super super super yıldızları bende goremıorum bu gece ama benımkı coktan bıttı kara bulutlar ansızın bı anda geldıler
ellerine kollarına sağlık süper olmuş valla beğendim 👍