Peride
Can!..
-Böyle laf etmenin sırası mı? Durup dururken, nerden çıktı, bu ölüm lafı?
Can:
-En büyük ayrılık değil ki ölüm! Sen de çok önemsedin abla! Ölecek olanda sen değilsin ki, benim! Hem de ölmek o kadar sıkıcı değil. Herkes bir gün ölür. Ben de bir gün öleceksem,bunun tuhaf tarafı,neresi?
-Can yeter,susmanı istiyorum.Senin için sıkıcı olmadığı kesin ama ben ayrılıkları sevmem. Bilirsin her ayrılık benden bir parça koparır,bende o kopan parçanın boşluğunu dolduramam. Her şeyden çok sevdiğim babamın açtığı krater büyüklüğünde ki boşluk, sonra artık katlanamayacağım bir kopma benim dünyamı karartır. Gözlerimin ferini sadece değil!..
En son babamın ani ölümünde, bu yaşam ve ölüm duygusunu baya sorgulamıştım.
-Lütfen şimdi senden tek isteğimi kabul et ve asla bir daha saçma sapan ummadık fikirlerden bahsetme!..
Dedikten sonra Can'ın yanından ayrıldı ama onun kafasını ve ruhunu, Can'ın ölüm ile ilgili sözleri son derece,kararmıştı. Ya kardeşi de dünyasında kopup giderse sorusunu kendine soramadan edememişti. Ne edebilirdi, nasıl katlanabilirdi her gün hayatının tek mutluluğu olan kardeşinin yokluğunda? Bu tatsız muhabbeti uzatmamak için Can'ın odasından hemencecik ayrılmıştı.
Odasına çekilen Peride, babasını aklına getirdi. Babasının ölümünden içindeki doldurulmaz boşluğu ve çektiği acıları bir anlığına yüreğinin daraldığını hissetti. Hatta babasını çok özlemişti. Duvarda asılı olan babasının fotoğrafına baktı;şimdi babasının iki lafına neler vermezdi. Babasının en çok sevdiği ve kendi sözlerini yazdığı sanat müziği şeklinde yazdığı şarkısını hafif dudaklarında mırıldandı.
?Kaç bin defa yemin ettim,geri dönmem dedim
Kaç bin cefa çektim,sensiz ölmem dedim.
Yaralı gönlüme bir laf dinletemedim
Kaç bin defa öldüm,kaç bin defa dirildim!
Kaç bin defa,kaç defa, kaç...'
Sözleriyle uykuya dalmıştı Peride,ruhu azıcık huzur içindeydi.Sırt üstü yatağından uzandı. İlk kez kıvranmadı yatağında. Fazla bir şey düşünmedi,yarınla ilgili. Halbuki eskiden Pazar günü yatmadan önce kafasında bir haftalık eczane planını düşünürdü. Gündüz ödeme defterine baktığı halde, gece aklına olmadık olasılıkları hesaplar uykunu kaçırırdı. Ödemelerini bir daha girdilerle denkleştirmeye çalışırdı. Eczacı olduktan sonra ilk Pazar bu hesapları yapmadan uyudu.
Dışarıda hafif bir yağmur yağdı,o gece boyunca. Eşsiz bir parçayı bestelemek istiyormuş gibi, ritmik şekilde yağdı yağmur. Peride'nin camından görünen cama yakın Selvi ağacının yaprakları sanki hepsi ağlıyordu.
Sabaha doğru açık perde aralarında içeriyi ışık doldu. Peride bu kez hareket etmeden uyuduğu gibi yatağında kalmıştı. Bunu ilk fark eden odasına kahvaltısını hazırlaması için gelen Can'dı.
Can yalnızdı.