Pır Pır etti Yürekleri
Kadın kapıyı açar,tam dışarı çıkacakken, bakar kapının önünde biri oturuyor.
-Kimsiniz siz Beyefendi. Burada ne işiniz var.
-Pardon çok başım döndü. Şöyle oturuverdim buraya.
-Pek iyi görünmüyorsunuz. Tanımadığım insanları evime davet etme alışkanlığım yoktur ama bakışlarınız sıcacık. Sizden sıcacık bir elektrik aldım. Buyurun içeri geçelim.
Kadın erkeğin koluna girerek onu içeriye sokar, kanepeye oturtur.
-Sağolun. Yordum sizi Hanfendi.
-Rica ederim. Bir tuzlu ayran yapayım ben size.
-Olur. Sağolun. Kadın mutfağa gider, bir tuzlu ayran yapar. Adam ayranı içer Biraz kendine gelir gibi olur.
-Offf! çok üşümüşüm dışarıda.
-Durun sabah çorba yapmıştım. Bir de çorba getireyim. Sıcak sıcak için. İçiniz ısınsın. -Sağolun. Size çok minnettarım. Hakkınızı nasıl öderim. -Ne hakkı canım. Rica ederim. Böyle konuşmayın. Kadın önce yatak odasına gider. Bir battaniye getirir. Adamın üzerine sarar. Sararken de ona dokununca, içinde bir şeyler pır pır eder. Hemen geri çekilir. İçinin bu şekilde pır pır etmesine bir anlam veremez. 'Ne kadar sıcak bir adam. Sanki yıllardır tanıyorum' der içinden. Mutfağa gider. Bir kaseye çorba koyar. Tekrar adamın yanına gelir. Adam elini uzatınca battaniye açılır. Kadın
-Siz durun ben içireyim.
-Sağolun.
-Açın ağzınızı. Adam ağzını açar. Kadın güzelce çorbayı içirir adama. Adam çorbayı da içince iyice ısınır kendine gelir.
-Çok sağol küçük hanım. Bana yardım ettiniz. Bu iyiliğinizi hiç unutmayacağım.
-Rica ederim. Lafı bile olmaz.
-Ben kalkayım. Gelin size bir kez sarılayım. Adam kadına sıkı sıkı sarılır. Adam sarılınca kadın da sarılır. Sanki birbirlerini yıllardır tanıyor gibidirler. Adam kadının dudaklarını alır ağzına. Kadın, itiraz etmeye yeltense de karşı koyamaz. Uzun uzun öpüşürler. Kadının da, adamın da içi yine pır pır eder. Sıcacık bir şeyler akar ikisinin de içinden. Sonra adam kendini toplar.
-Ben gideyim der, hızlıca çıkar gider. Kadın arkasından bakar kalır. O ara diline şu çocuk şarkısı dolanır.
Mini mini bir kuş donmuştu.
Pencereme konmuştu.
Aldım onu içeriye
cik cik cik cik ötsün diye
Pır pır ederken canlandı.
Ellerim bak boş kaldı.
Ellerim boş kaldıııı!
Kadın o gün o adamı hiç unutamaz. Kimdi bu adam? Adı neydi? Neden hemen gitti? Keşke göndermeseydim, der durur kendi kendine. Ertesi gün evden çıkarken, belki yine görürüm umuduyla kapıyı açar ama adam yoktur. Kadın günlerce bekler. Belki gelir diye ama ne gelen vardır ne giden. Sıcacık bakışları vardı. Bana ne güzel sarıldı. Kimse bana öyle sarılmadı. Yine gelse, yine bana öyle sarılsa. 'Ahhh! Ne olur gel.' Günlerce günlerce bekler. Sonra tekrar aynı şarkı diline dolanır.
Mini mini bir kuş donmuştu.
Pencereme konmuştu.
Aldım onu içeriye cik cik cik cik ötsün diye
Pır pır ederken canlandı.
Ellerim bak boş kaldı.
Adam gelmek istese bile gelemezdi çünkü evden çıktıktan biraz sonra bir kalp krizi geçirerek ne yazık ki hayatını kaybetmişti.
Kadın günlerce o adamı aklından çıkaramaz.
Aslında tanımadığı birini evine alması hiç doğru değildi, üstelik tanımadığı bu kişiyle öpüşmüştü bile. Ya kötü niyetli olsaydı adam, ya ona tecavüz etseydi. Ya mikrobik bir hastalığı olsaydı, öpüşünce bulaştırsaydı!
--Aman Tanrım! Diyordu bazen aklına gelince.
-Ne yaptım ben, nasıl aldım o adamı içeriye bir de öpüştüm onunla. Aklına geldikçe hem utanıyor, hem de ondan aldığı o elektiriği, o sıcacık duyguları, içinden akan o şeyi, yüreğinin nasıl pır pır ettiğini unutamıyordu. Bir gün ögrencilerine,"Sakın tanımadığınız kimselere kapıyı açmayınız, kim o diye sormadan kapıyı açmayınız. Diyerek tembihte bulunmayı da ihmal etmedi. 'Bu olayı kimselere anlatmamalıyım' dedi, içinden. Güzel bir anı olarak sakladı. Gerçekten de siz siz olun, tanımadığınız kimseleri evinize almayınız!
Sıdıka hanım, öykünüzçok hoş ve ilginç. bir kere hakkınızı teslim etmeliyim atlı ve akıcı bir üslubunuz var. anlatı öykünün sınırlarını biraz zorlamıyor mu! hani şu öpüşme bölümü bilmem ne derece gerçekçi bir öykü için. eleştiri değil anlatmak istediğim. güzel bir öykü okudum. saygımla.
Bazen olur böyle ilginçlikler yaşanacağı varsa yaşanır kimse önüne geçemez olacakların. Güzel bir öyküydü Sıdıka Hanım...👍
Yorum yapan arkadaşlara teşekkür ederim.Biraz hayal ürünü bir öykü oldu kabul ediyorum. Gerçekte olma ihtimali biraz zor. Hoşça vakit geçirmek için, eğlenceli bir şeyler olması açısından yazdım. Evlilik proğramlarındaki elektrik alma olayından esinlendim.Böle etkilensin ister ya insanlar birileri tarafından. Yürekleri pır pır etsin isterler ya. Öyle bir şey.Beyaz atlı bir prens beklerler ya...Gibi