Prenses

Prenses

Sevmek ölmekle mi başlar

'Sakın bu söylediklerini başkası duymasın. Galiba aklın başında değil,
Saçmalıyorsun Prenses '

Ona mahallenin gençleri Prenses adını takmışlardı. Ne kadar da güzel bir benzetmeydi. Gerçekten de o prensesleri kıskandıracak kadar güzel alımlı kibar bir kızdı. Gün geçmiyordu ki mahallemizin gençleri onun için bahis tutuşmasınlar bir birleri ile yaka paça onun için kavga etmesinler. Güzelliği kibarlığı giyimi ile prenses mahallemizin paylaşılamayan kızıydı.
Bazen iş çıkışlarında rastladığım Prensese takıldığımda oluyordu.
--Ne haber Prenses bugün hangi gençleri bir birine düşürdün. Senin için bu kadar kavga eden genç var senin içlerinde sevdiğin sevebileceğin gönlünü kaptırdığın birisi yok mu? Diyordum.
O ise her seferinde sanki ezberlemiş gibi bana aynı şeyleri söylüyordu.
--Amma da yaptın Ahmet abi yoksa sen beni bu zibidilere serserilere layık mı görüyorsun. Benim sevebileceğim erkek ince ruhlu duygusal sevmeyi bilen mesala senin gibi birisi olmalı...
Bende her seferinde gülüp geçiyor ve ona tavsiyelerde bulunuyordum.
--Prenses bu gençler arasında ne yakışıklıları ne duygusalları var sen görmüyorsun görmek istemiyorsun? Birisiyle nişanlan veya evlen ki mahallemizdeki bu sen kavgaları bitsin artık. Böyle giderse mahallemizde bir biri ile konuşan genç kalmayacak. İnan bana sen elini sallasan bu gençlerin ellisi karşında esas duruşa geçerler. Hem evlilikte keramet vardır. Bak bana sevip saydığım bir eşim çocuklarım mutlu bir yuvam var. Büyüklerimiz evlilik fırtınalı bir denizdir deseler de inan bana bekarlık' ta bulanık bir bataklıktır senin bu bataklıkta kaybolup gitmesini istemem. Gel sen bu Ahmet abinin sözünü dinle nişanlan evlen artık Prenses...
Benim tavsiyelerde öğütlerde bulunduğum kırmaktan incitmekten korktuğum Prenses bir gün suratıma öyle okkalı bir tokat attı ki hala bu tokadın acısını hissediyorum.
--Ahmet abi bundan sonra sana abi demek istemiyorum. Yalnızca Ahmet demek istiyorum. Zira seni seviyorum Ahmet seni seviyorum...
Dondum kaldım...Şaşkındım...Çaresizdim...Dilim tutulmuştu...Bir müddet şaşkın şaşkın Prensessin suratına baktıktan sonra,
--Prenses sen ne söylediğinin farkında mısın? Ağzından çıkanları kulağın duyuyor mu? Ben evli biriyim anladın mı? Ben evli biriyim. Üstelik eşimi de çok seviyorum. Mutlu bir yuvam senin yaşında bir kızım var. Bunları sende biliyorsun. Beni anlıyorsun değil mi? Mutlaka benimle dalga geçiyorsun veya bana şaka yapıyorsun. Söyle Prenses söyle Şaka yapıyorum de...
Bir müddet suratıma baktıktan sonra,
--Ne şakası ne dalga geçmesi Ahmet abi pardon Ahmet Seni seviyorum işte anlasana beni. Kalbime söz geçiremiyorum Ahmet seni seviyorum...
Yutkundum...Dilim dolandı...Kekelemeye başladım. Kızardım boncuk boncuk terlemeye başladım. Elimin tersiyle suratımı sildikten sonra,
--Sus Prenses ne olur sus. Sakın bu söylediklerini başkası duymasın. Galiba senin aklın başında değil. Saçmalıyorsun. Daha sen çok gençsin. Duyguların yeni yeni filizlenmeye başlıyor. Senin için Mevsim İlkbahar. Oysa benim gönlüm yaprak döküyor. Ben yolun yarısını bile geçtim. Allaha şükürler olsun ki mutlu bir yuvam var. Senin yaşında çocuklarım var. Rabbimden ben daha ne isteyeyim. Sen pişmiş aşa su mu katmak istiyorsun? Yoksa beni delirmek mi çıldırtmak mı istiyorsun? Sus Prenses sus sakın tek bir kelime söyleyeyim deme. Bu söylediklerini sen söylemedin bende duymadım. Unutalım bu berbat konuşmayı...
Dedim. Prenses sesini yükseltti,
--Unutamam Ahmet unutamam. Seni seviyorum kalbime söz geçiremiyorum sende beni anlasana. Senin kalbinin bir köşesinde bana da ayıracağın ufacık bir yer mutlaka vardır. İşte o ufacık bir yere ben sığınmak istiyorum. Şayet benim aşkıma duyarsız kalırsan karşılık vermezsen canıma kıyarım Ahmet canıma kıyarım. Sensiz yaşamaktansa ölmek benim için daha iyi olur. Bunu da tüm dünyaya duyururum. Ölümümden Ahmet sorumludur derim. Sende bunun vicdan azabıyla yaşayamazsın Ahmet yaşayamazsın. Ne olur bana kalbinde bir yer ayır bundan sonra bu benim aşkımdan geriye dönüş yok Ahmet bunu bilesin...
--Kalbimde milim boş yer yok Prenses. Senin için sığınılacak liman mı yok. Mahallenin tüm gençleri öl de senin için ölürler senin kulun kölen olurlar Prenses gel kendine yazık etme dediysem de o bildiğini okudu. Ve her sözümü ağzıma tıktı.
--Peki sen ne yaptın?
--Şimdilik hiçbir şey. Bir çılgınlık yapmasından korktuğum için idare etmeye çalıştığım Prensesin aklının başına gelmesini bekliyorum. Yolumu değiştirmeye çalışıyorum. İmkanım olsa evimi bu mahalleden taşıyacağım ama buna gücüm yetmiyor. Zira ben bu mahallede doğdum annem babam kardeşlerim anılarım dostlarım hepsi bu mahalledeler. Şimdilik yapacağım yapabileceğim fazlaca bir şeyde yok gibi. Benim için dua et dostum dua et...
Ahmet Ağabey'in söylediklerini hayretler içerisinde dinledim...Dağ gibi adam Ahmet Abi bu sorun karşısında ezilmiş büzülmüş küçülmüştü adeta. Adamcağıza bir milim olsun yol gösteremediğim için kahroluyordum. O ise çaresiz ve bezgin bir adam olarak yanımdan konuşa konuşa uzaklaşıp gitti. Sevmek ölmekle mi başlıyordu yoksa...Ya da dedikleri gibi seven insan ne yapmaz ki?

14 Mayıs 2018 4-5 dakika 28 öyküsü var.
Yorumlar