Rapor Almak İstiyorum
Sabah kalktım işe gittim..
Sabah kahvemi henüz içmemiştim.. Yani afyon henüz patlamadı daha bende..
Oğlum aradı..
Okuldan kaçmış sıpa...
Rapor almak istiyor anlayacağınız..
Mazereti belli. Dersler boş anne!'
Neden boş dersler sorusu yok bende.. Alıştık biz veliler derslerin boş geçmesine veya derslere konuyla alakasız öğretmenlerin girmesine.. Malum işsiz öğretmen ne kadar çok olsa da, maalesef okullarda bir o kadar öğretmen açığı var...
Tabi bir veliden beklenmesi gereken bütün güzel sözleri fısıldadım sevgili oğlumun kulağına...
Çok bilir ebeveyn vazifemi yaptım anlayacağınız..
?Tamam, al raporunu? ama ?bir haftalık ceza? yı göze alması gerektiği konusunda uyarıldı ve klasik ebeveyn gözdağı verildi tarafımdan küçük sıpaya...
Neyse kahvemi içtim, afyonu patlattım...
İşime kendimi verebilirim artık derken telefon tekrar çaldı...
Küçük sıpa..
Bu sefer sağlık ocağından rapor alamadığından yakınmakta.. Kocaman bir gülümseme dudaklarımda..
Ebeveyn olmanın verdiği o güç elimde...
Güç bende gaariiiiiii... He-woman!
Doktoru uzattı telefona..
Nazik bir dille,işte olduğumu ve raporu verebileceğini dile getirmekteyim..
Benim bilmediğim şey, oğlumun bizim semt polikliniğine gitmediği.. Selami çeşme'de bir polikliniğe gitmiş meğer..Telefonda ki kaba sesi duyunca anladım..
?hanfendi telefonda rapor siparişi almıyoruz?
Haklı adam ne diyeyim..
?Kusura bakmayın haklısınız! Sorun değil? diyeceğim tam..
Doktor bey günün bombasını patlattı kulağımda..
?Annesi KANSER, çocuğunuz!!!!!?
Nasıl? Neden? Allah'ım!!!!!
?Neeeeeee diyorsunuz siz??
Ağlamaya başladım.. Bomba yüreğimde patlamıştı... Telefon elimde ağlıyordum..Mantık uçmuştu benden... Biraz önce küfrettiğim bir tanecik oğlum kansermiş.. Nasıl olur? Bu kadar kolay nasıl anladı? Bu soruları hiç düşünmüyordum..Öyle ya çocuğun suratında ?KANSERSİN? yazmıyordu ya..
? Bana bak benimle dalga mı geçiyorsun? Ne gülüp duruyorsun??
Ne gülmesi? Ben ağlıyorum...
Sonra telefonda bağırışlar duyuldu.. Arkadaşlar beni sakinleştirip, yaşadığım panik atağı üzerimden attığımda, gerçeğe döndüm..
Bir dakika..
Sağlık ocaklarında ki surata bakarak yapılan o ilgisiz muayene de nasıl anladı bu doktor bunu..
Tabi yaaa..
Bir umut ve sevinçle aradım oğlumu...
Telefonu açan oğlum anlattı gerçeği..
Bu adam benimle konuşmuyormuş meğer..
Oğlumdan önceki hastaya , benimle konuşurken laf yetiştiriyormuş meğer..
Benim oğlumdan önceki çocuğa, annesi olmadan rapor vermiş meğer...
? Annesi KANSERDİ, O çocuğun? demiş meğer...
Sadece bunu da dememiş kibar doktorumuz... Telefonda gülüyor sanmış önce beni.. Sonra ağladığımı anlayınca telefonu oğluma uzatarak ? al sakinleştir şu karıyı? demiş bütün kibarlığı ile..
Bundan sonrası bağırışlar ve kavga gelmiş..Sevgili doktor onyedi yaşında, tek derdi boş geçen ders saatinde rapor alıp biraz dolaşmak olan çocuğun hem annesine, hayatının en büyük korkusunu yaşattı hem annesine hakaret etti, hem de buna itiraz eden çocuğun üzerine eline geçirdiği enjeksiyonla odasından dışarı çıkmazsa saplayacağı tehdidini savurdu..
Sonuç; doktor suratına kocaman bir yumruk yedi..
Sonuç; Çok bilmiş ebeveyn rolünü bir daha oynamayacağım..
Sonuç; Oğlum raporunu alamadı ama akşam annesinden kocaman bir öpücük aldı..
Sonuç; O doktoru ve hastalarını düşünüp acıyorum.. Doktora acıyorum zira bir insan nasıl bu kadar duyarsız olur... Hastalarına acıyorum zira karşılarında bir doktor var sanıyorlar!
insanlara değerin verilmediği bir hayatta yaşıyoruz.büyük geçmiş olsun dileklerimle
Sonuç:Okuldan kaçmak için rapor almak için sağlık ocağına gitmiceğiz. Hem rapor almak için koca gün gidiyor (ki kaçış planında gün boyu evde yatmak ve ya değişik aktiveteler vardır hepsi suya düştü) hem karşına ne üdüğü belirsiz bir doktor çıkabilir hem de annemizi durduk yere sıkıntıya sokabilir. Yok yok okulda vakit geçirmek daha rahat.