Rüya ve Gerçek Mutluluk
Bir rüya gördüm, aklım hep o gün yaşananlara takılı kaldı. Bir rüya ki ömrünce insanın unutamadığı bir şeyler olsun.
İsterim her zaman unutulmayanlar hep mutluluklar ola, hatırladığında insana mutluluklar sunan. Geçmişin birçok izi vardır yaşayanlar için, insan yaşadıklarıyla avunmuyor mu çoğu zaman? Sevinç ya da üzüntü gözyaşları değimlidir hayatın anlamlılığı ve belki de özeti. Değil mi? bizi yaşamak için umutlandıran hep daha iyi olacak, daha güzel olacak diye bir araya gelen birkaç kelimecik cümleler, değilmi ki, bağlayan hayat ağacına bir yaprakta olsa yeşil görünen...
Hayat; Bu kelime ne çok şey sığdırmıştır içine, neleri mi? Neler yoktur ki o beş harfli kelimeciğin içinde, derin bir of çekilir kimi zaman hayatı anlatırken, kimi zaman hüzün, gözyaşı bazen gülümseme yine bir of, hey gidi günler hey. Ve maziye yani gençliğe özlem duyulur, birden buruk bir duruş düşünüş ve duraklama, neden yaşlanır insan, yalnız kalır çoğu zaman diye sorar kendine.
Cevabı yoktur, kuralı böyledir belki yaşamanın, yaşanan günlerin devamı sayılır, sonuna doğru hayat yolculuğunun tozlu ve zorlu yollarında. Olmadı mı güller, çiçekler, hayat veren yağmurlar, değmedi mi sevginin çisesi hiç olmazsa damlacıkları yanağına dudağına, öpmedi mi senide öncelerde bir delikanlı, sevmedin sevilmedin mi diye sorar hayat dediğin şey...
Sonra öteki sorar birden, kırışmış yüzün, çok mu ağır bu hayat gözlerinde hüzün, dert etme dese de galip gelir yaşlılık ve mazinin savaşında hep hüzün. Koyuver bir kenara hüznü kederi vardır her yaşın azda olsa ederi, yaşamak her şeye rağmen güzeldir be yalnızlık, güzeldir dünya her zaman, ben sen yaşlandık biraz ağır işitir, az görür olduk diye mi dünya değişti çirkinleşti söyle. Hayır, bizde zaman geçti dost bir zamanlar güzel değilmiydi dünya, dönüp durmuyor muydu her şey her kesler çevremizde, yanı başımızda, lezzet dolu kahvaltılar, öğle yemekleri, akşam çayları, dost lezzeti hepsi bir zamanlar verilmişti bugünün yaşlısına.
Şimdilerde öyle hızlı öyle gayesiz akıp gidiyor bilemezsiniz hayat, günler saat, saatler dakika, dakikalar saniye, saniyeler salise olmuş gibi. Bizim tek düze hayatımız sizin bir köşeye çekilmişliğinizden farklı değil, nerede komşu ziyaretleri hasta ziyaretleri, nerede sohbetler meşkler, nerede o aşklar ve sevgililer, hani resitaller sevgiliye, saygı nerede, sevgiler sanal oldu yaşatılamıyor, mesut bahtiyarlar nerede, bitmeyen şarkılar, saman yolu, bir şarkısın sen ömür boyu sürecek diye, dillerden düşmeyen eski şarkılar, yeni olsun ziyanı yok şarkılar ama duygu olsun birazcık dokularında eskisi gibi...
Hani şimdi de yazanlar var yapanlar var şarkı şiir ama nerede şimdi dönülmez akşamın ufku, makberler kaldı mı acaba!
Olsun hayatı anlamlı ve güzel kılan doğru ve o günün şartlarında mutlu olabilmektir elbet, şüphesiz ki ne ilk nede son olacak insan için hayatın bu iki yüzü, hep sonra devam edecek önceki dün gibi bugün gibi yarın gibi...
Sevgili olun, sevgiyle kalın...