Sabahat / Manzum Öykü

Bir yan dağlar, bir yan Fırat,
Köy ortada, sanki Sırat,
Kış felaket, hava berbat;
Bu köyde doğmuş Sabahat..

Ümitsizmiş her yıl hasat,
Hayvancılık zaten kesat,
Doğa, sanki köye fesat;
Çok zor büyümüş Sabahat...

Böylece sürerken hayat,
Töreler hep eski, bayat;
Bulmuşlar kırklık bir damat
On üçündeyken Sabahat.

Kızcağızda figan, feryat,
Anasından ummuş imdat.
Ana sözü geçmez, heyhat,
Gelin olacak Sabahat.

Köyde sözü geçen zevat,
'Uygun' deyip, vermiş berat.
Çocuk yaşta haraç- mezat
Satılıvermiş Sabahat.

Zâlim koca bir de hoyrat;
Hem sever, hem döver gavat!
Karar verip de tam sür'at
'Kaçarım' demiş Sabahat...

Kaçış yolu bir fecaat.
Fikrinden etmeyip ric'at,
Her zorluğa sabır,sebat
Ederek kaçmış Sabahat.

Köyden kaçıp gelmiş, fakat
Şehirde yalnızlık sakat...
Kem gözlerden bir barikat;
Şaşırıp kalmış Sabahat...

Namuslu işmiş ilk murat,
Kime gitse asık surat...
Dertler birikince kat kat
Perişan olmuş Sabahat...

Bitip tükenince tâkat
Artık duramamış rahat.
Onda yoksa da kabahat
Pavyona düşmüş Sabahat...

Sigara, içki, sefahat;
Buna dayanır mı sıhhat?
Çabuk gelmiş vakt-i saat,
Kurtulmuş, gitmiş Sabahat...

Helâllik vermiş cemaat,
İki tekbir, bir salâvat,
Dört kolluyla bir seyahat
Yazık oldu be Sabahat! ..

11 Haziran 2017 1-2 dakika 7 öyküsü var.
Yorumlar (1)
  • 7 yıl önce

    Çocuk gelinler Türkiye'nin özellikle Doğu Anadolu'nun iç yarası

    Günün öyküsünü kutlarımud83eudd20