Sakın Hasta Olmayın

Kardeşim çok hasta oldu, Öksürüyor, nefes alamıyor sanki. Öksürürken bogulacak gibi oluyor. Balgam çıkaramıyor. İki gündür yediğini de çıkarıyor.
Aldım onu, yakındaki sağlık ocağına götürdüm. Doktor baktı.
-Hemen al bunu hastaneye götür.
-Ayyy hiç ayakta duracak hali yok onun. Bir ilaç verseniz. Sanki yollarda kalacak gibi.
-İlaç falan veremem. Hemen al, bir hastaneye yatır.
Gıcık oldum. Ne var bir ilaç yazsa. Doktora sinir oldum. Gitmedim hiç bir yere. Ben bakarım kardeşime dedim. Eve geldik ama kardeşim kötü. Sürekli öksürüyor. Grip ilacı veriyorum. Nane limon kaynattım. Ada çayı ıhlamur içirdim. Yok düzelmiyor. Geceyi zor geçirdik. 'Bir ambulans çağırsam, acil servise gitsek. Çocuklarımda geceleri çok ateşlenirler, kusarlar, kötü olurlardı. Sabah olunca bir şeycikleri kalmazdı. Kardeşimde düzelir bence. Gitmeyelim dedim yine içimden.
Şu hastanelerde uğraşmak bana öyle zor geliyor ki. Hiç gidesim yok.'
Sabah olur. Kardeşime bakmaya odasına girdim. Kardeşim ölü gibi yatıyor. İyice korktum. Bir taksi çağırdım. Aldım Hastanenin acil servisine götürdüm.
-Bakar mısınız. Kardeşimi hastaneye yatırmamı söylediler bana.
-Biz bir şey yapamayız Hanfendi. Servisteki doktorlar görsün önce.
Yukarı servise çıkıyoruz. Kardeşim zor yürüyor. Sürekli kalbini tutuyor.
Kendi kendime 'Bu kız kalp krizi mi geçiriyor? Offf Neden sürekli kalbini tutuyor'.
-Bakar mısınız, kardeşim çok hasta. Doktora bir göstersek.
-Şu an serviste hiç doktor yok.
-Hay aksi!
-Bakar mısınız, Kerdeşim çok hasta. Doktor bir baksaydı.
-Numara yok alamam.
Artık sinirlerim iyice bozuldu. Ağlayarak, tekrar acil servise indim. Sanırım numara alıp gelmem gerekliydi. 'Özel bir hastaneye mi gitseydim acaba?'
Tekrar acil servise indim.
-Ne olur kardeşim çok hasta bir bakıverin. Benim kardeşim engelli. Kalbini tutuyor üstelik. Kalp krizi mi geçiriyor. Bir ilaç yazın. Ne olur, diyerek ağlayarak doktora yalvardım.
Doktor sinirli bir şekilde
-Tamam geç, yatır şu tarafa.
Doktor muayene etti.
-Şu filmleri ve şu tahlili yaptır getir.
Hemen gittik. Bir gögüs filmi çektirdik, kan tahlili yaptırdık. Doktor sonuçlara baktı.
-Hemen gögüs servisini aradı. Bir hasta yolluyorum. Durumu iyi değil.
Oysa bana başta inanmadılar. Beni hastanenin içinde gezdirdiler durdular.
Yukarı servise çıktık. Serviste doktorun bütün hastaları bitsin diye bekledik. Hastaları bitince doktor baktı.
-Hastanızın durumu iyi değil, yatıralım. Başında durabilecek misiniz.
-Ben dururum.
Bizi gögüs servisine gönderdiler. Orası doluymuş. Dahiliye servisindeki boş yataklara yatırdılar. Sonunda yatabildik hastaneye, çok şükür!
Ertesi gün tekrar göğüs servisine aldılar. Oda tıklım tıklım dolu. Kardeşim sabahlara kadar öksürükten uyumuyor. Onun öksürüğünden ben de uyuyamıyorum. Odadaki diğer hastalarda öksürüyor, öğürüyor, kusuyor. Yatacak yer yok. Kardeşimin yatağına uzanıyorum. Uyur uyanık. Bir beş gece geçiriyoruz.
Bu gece kardeşim o kadar öksürmez oldu. Günlerce uykusuz kaldım. Perişan oldum. Odadaki diğer hastalar her gün refakatçı değiştiriyor. Ben beş gündür uykusuz olarak, kardeşimin başında bekliyorum. Yataklar dolu, yatacak yer yok. Bugün çıksak. Doktora söylesem diye içimden geçiriyorum. Çok yoruldum. Doktor sabah geldi
-Doktor hanım kardeşim iyi bugün. Ben de çok yoruldum. Bugün çıksak biz.
-Sen nereden bileceksin onun iyi olduğunu? Sen mi karar vereceksin çıkıp çıkmayacağına, daha film çektirdim, kan aldım, sonuçlara bakmadım.Çok istersen çek git. Beni ilgilendirmez. Sen bilirsin...!!!
‘Haydaaaaaa! Ne oldu bu kadına. Çıkarmak istemiyorsa, doğru düzgün söylesin. Ne var bu kadar tepki gösterecek. Şaşırdım kaldım! Bu insanların hepsi kompleksi. Doktoru bile. Bu doktorlar istiyorlar, hastalar önlerinde el pençe divan dursun. Sadece "Peki Efendim' desin. Başkaca ağızlarını açmasınlar.'
İyice asabım bozuldu. Zaten yorgun ve uykusuzum. Doktorun tavrı beni iyice canımdan bezdirdi.
Tam o sıra yoğun bakımdan bir hasta getirdiler. Kadın sürekli bağırıyor.
-Yetişin komşular, ölüyorum, atacağım kendimi aşağıya!
Hemşiereler geliyor. Bir şeyler yapıyorlar, kadın susmuyor. Gelini tersliyor, susturmaya çalışıyor, kadın susmuyor. Biraz yanımdaki kanepeye uzanmıştım. Tam içim geçmiş. Hemşireler gelmiş. Hızlıdan uyandırdılar.
-Çıkın dışarı. Refakatçı kalmasın odada. Gündüz uyumayacaksınız!
-Gece uyuyamıyoruz, bırakın gündüz uyuyalım.
-Hayır yasak efendim. Gündüz rafakatçıların yatması yasak.
Bu insanlar refakatçılara ikinci sınıf insan muamelesi yapıyorlar. Rafakatçılar insan değil sanki . Bugün ikinciye azarlanışım.
O ara ablam aradı tekrar.
-Abla istiyorsn gel ne olur. İyice sinirim bozuldu.
-Tamam ben geliyorum.
Ablam hep "geleyim" diyordu. "Ben idare ederim gelme" diyordum. Ablam Ankara'da oturuyor. Taaa Ankara'dan gelmesin dedim ama bugün ikinciye azarlanınca ve de şu kadın sürekli bağırınca benim yine ağlama krizim tuttu. Ara ara tutar böyle.
Akşam altıyı zor yaptım. Kah ağladım, kah güldüm. Bir de odadakiler ağlama, ne var ağlıyorsun deyip bir şeyler söyledikçe iyice tepem attı. Neyse ki ablam geldi. Beni aradı. Aşağıya indim ablamı almaya. Kapıdaki görevli
-Sizin ne işiniz var.
-Ben refakatçıyım. Yerime ablamı bırakacağım.
-Akşamları refakatçı değiştirmiyoruz, sabah değiştireceksiniz. Hemşirelerin kesin talimatı var.
Hayaaaa!
-Kardeşim ablam Ankara'dan geliyor. Sabah nasıl gelsin.
-Ben anlamam. Bir daha olmasın. Bu sefer geçiriyorum. Sakın bir daha böyle yapmayın.
Bu bugün işittiğim üçüncü azar.
Dayanacak gücüm kalmadı. Ablamla yukarıya, kardeşimin yattığı odaya çıktık. Ablam dedi,
--Sen çık bekleme. Git yat.
İyi ki ablam var. Hemen çıktım. Eve geldim yattım. Ben eve gelince o bağıran kadın ölmüş. Ablam,
-İyi ki görmedin sen, dedi.
Evet iyi ki görmemişim.Bir de yanımda ölen birini görseydim, iyice kötü olurdum.
Ertesi gün odadan iki hasta çıkmış. Oda boşalmış. Ablamlar sere serpe yatmışlar. Görevli kadın gelip 'Yataklarda yatmayacaksınız' diyormuş. İnsanlar ne yapsın sabaha kadar. Koltuk tepesinde vakit mi geçer. Bir gece olsa neyse, bir hafta, on gün. Koltuk tepesinde oturarak gece gündüz yaşanır mı, yatamadan, uyuyamadan!
Kardeşimin de öksürüğü düzelmiş. Doktor ablama her gün soruyormuş
-Bugün sizi çıkarayım mı
-Siz bilirsiniz.
Ben çıkalım deyince beni tersledi doktor hanım. Ondan sonra her gün ablama seni çıkarayım mı diye sormuş. Gücü bana yetti herhalde. O doktoru bir daha görmek istemiyorum. O hastaneye bir daha adım atmak istemiyorum. Ona kitaplarımı hediye edecektim vaz geçtim. Öyle yorulmuşum ki, üç gün sürekli uyudum neredeyse. Üçüncü gün ablam Kardeşimi çıkarıp getirdi.
Bir hastane maceramız böylece bitti. Kardeşim daha iyi ama hala düzelmedi. Ağır bir zatürye geçirdiğini söylediler. Bir daha o hastaneye gitmeyeceğim.
Allah Hastaneleri doktorları başımızdan eksin etmesin ama ellerine de düşürmesin. Bu hastaned çalışanlar insan kılığında köpek hepsi. Herkese hart hurt! İyi olanlarda vardır mutlaka ama şu an çok sinirliyim. Hiç biri yok gözümde.
İşleri zor belki ama oraya gelen insanlarda yorgun ve hasta. Böyle giderse, hasta yakınlarıyla, hastane görevlileri, doktorlar arasındaki bu sürtüşmeler elbette hiç bitmez.

31 Mart 2016 6-7 dakika 92 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 8 yıl önce

    Hele de büyük hastanelerde ne sıkıntı çekiyor insanlar başta yaşlılar olmak üzere ibretlik bir öyküydü...👍