Sanata Bulaşma Çalıyı Dolaş-1-
Bundan yaklaşık 10 yıl kadar önce Türkiye'nin en kaliteli üniversitelerinden birinden mezun olmuş maddi durumu yerinde bir Elektronik ve Haberleşme Mühendisi, hiç de haddi olmayarak bir film senaryosu yazar. Türk toplumunun pek çok yönünü anlatan bu kara mizah senaryosu yazılış olarak da ilginçtir.Zira yazarlığa soyunan ve başına neler geleceğinden habersiz bu mühendis, senaryonun tamamını tüm diyaloglarına varıncaya kadar zihninde yazmış ve en son oturup 7-8 saatte yazıya geçirmiştir.
Daha sonra daha da ileri giderek bu senaryoyu Türkiye'nin ileri gelen film şirketlerine göndermeye karar verir.Güvendiği nokta, senaryosunun Türkiye'de çekilen ve kalite şaheseri olan pek çok komedi filmi kadar olmasa da kaliteli olduğuna inanmasıdır.Ve sonunda bu film şirketlerinden en büyüklerinden birinden şöyle bir cevap gelir:'Senaryonuzu çok beğendik ama şimdilik kenarda bekletmeye karar verdik.' Ve senaryoda bizim çiçeği burnunda yazar da beklemeye başlar.Günler,haftalar,aylar yıllar geçer,karşı taraftan hiç bir açıklama gelmeden senaryo bekler.Açıklama gelmediği gibi çiçeği burnunda yazarımız senaryosundaki karakterleri,esprileri ve diyalogları başka dizilerde ve filmlerde görmeye başlar.Çiçeği burnunda yazarımız anlar ki senaryosu kötü yola düşmüş.
Daha sonra senaryosunu kitap olarak bastırmaya karar verir ancak yayın evleri ona :'Kardeşim biz roman,hikaye okuyan adamı mumla arıyoruz senin senaryon güzel ama senaryo haliyle kimse okumaz' derler.Bunun üzerine bizim Don Kişot yazar 'Ulan senaryo yazan romanda yazar' deyip yine başına geleceklerden habersiz senaryoyu romana çevirir ve tekrar yayınevlerine götürür.Bu süreçte anlarki yayınevleri çiçeği burnunda yazar ve şairleri üreten ve değerli insanlar olarak değil yolunacak kaz olarak görmektedir.Tabi bu süreçten önce hazırlık yapan Don Kişot yazarımız bir sosyal medya ortamında reklam amaçlı sayfa kurar ve senaryodan bozma romanı (Hoş genelden romandan bozma senaryo olur ama dedik ya bizim Don Kişot yazarın her şeyi ters) çok beğenildiğinden bu sayfası 3 ay gibi kısa bir zamanda yaklaşık 10000(rakam yanlış değil yazıyla on bin) takipçi toplar.Tabi bu sayfada romanının parçalarının gönderilerinin sponsorlu reklamını yapabilmek için hatırı sayılır da bir para harcamıştır. Sonuç olarak sayfada on binlerce beğeni,binlerce olumlu yorum ve paylaşım alır.Bir de sayfanın daha da büyümesi durumunda rakamlar ona göre korkunç büyüyecektir. E yazarımız da aslen mühendis olduğundan işi gücü rakamlarladır ve onlara çok güvenmektedir.Bu arada rakamlara güvenen Don Kişot yazarımız hatırı sayılır bir ücret isteyen bir yayınevi ile doğru düzgün pazarlık yapmaz ve 'Ya uçan kaz Norton gibi uçacağız yada tüylerimiz yolunacak' deyip kitabı bastırır.
Sonuç : Adı gibi 'Uğursuz' olan bu kitap %99,9 olasılıkla 2. baskıyı göremeyecek. Don Kişot yazarımıza ne mi oldu ? Don Kişot Don Kişotluğundan vaz geçer mi? Arada söylemedik ama kitap basılmadan önce Don Kişot yazarımız: 'Ulan senaryo ve roman yazan adam şiirde yazar' deyip çoktan şairliğe de başlamıştır bile.Öyle ya bir defa fahişe olduktan sonra kaç kişi ile yattığınızın ne önemi var ki ? Ama şairlik maceralarını yazının 2. bölümünde anlatacağız izin verirseniz.Yoksa hepsine birden inanın kalp dayanmaz.Şimdilik hoşçakalaın dostça kalın efendim.