Şaşkın Aş[ı]k
Kaç zamandır ilk kez selamladın hayallerimi
Seni düşünerek çıktım yine o merdivenleri
Seni umarak çaldım yine o ahşam kapı zilini
Gözlerimle seni arayarak girdim içeri
Duydum işte mahalleye geldiğinizi
O yüzden koştum geldim hemen,
Çaldım kapı zilinizi
Hani annen de çok sever ya beni...
Sağ olsun hemen buyur etti içeri
Oturdum koltuğun üzerine
Annen bir an iklim diye seslendi,
İklim bak kim gelmiş kızım dedi...
Bana da hiç kalkmıyor şu bilgisayarın başından diye yakınıverdi... Hani Annemlerle de oturduklarında hiç eksik olmazdı ya sohbetlerinden... Anneler çocukları birbirlerine şikâyet ederlerdi... Nasıl oldu birden halen şaşkınım...Kendimden geçmiş bir halde...Yerde serili kilimin desenin de dalmışım yine hayallere...Akşam misafir gelecek galiba demenle gelmiştim kendime...
Ben de nasıl anladıysam artık... Aceleyle olur akşam gelinde oturalım çıkıvermiş dilimden...
Annesi de gülümseyerek, bir de beni utandırmamak için, Olur, annenlere söyle akşam sizdeyiz...
Ama önce söyle bakalım ne içersin... Ben de şaşkınlıklar eksik olur mu hiç? Peş peşe sıralanıyordu...
Bir şey içmesem hayatta gelmezdi iklimler bize... Bak işte bir şaşkınlık daha...
?Peki, bir yudum su alabilir miyim?
Gülmemek için zor tuttum kendimi... İklim de gülümseyerek tabii ki hemen getiriyorum bir yudum suyunuzu demesiyle kendimden geçtim. Kendi halime gülmemek için dudaklarımı ısırıyordum...
Suyu getirdi iklim... Hem de neyle dersiniz... Ona doğum günündeki aldığım resimli kupayla...
Hem de öyle böyle bir anısı var ki bende... En çok sevdiğim müzik çalarımı satmıştım onu almak için... Pişman mıyım? Tabii ki hayır artık müziklerim onun gözlerin de çalıyor adeta... Müzik dinlemenin doruğunda yaşıyorum zevkini... Annesi kupayı görünce onu sana yiğit getirmişti değil mi kızım... Evet, anneciğim yiğit'in getirdiği kupa... Hiç haberim olmadan kendimi sohbetin içinde bulmuşum...
-Siz de çok sevmiştiniz efendim değil mi?
-Evet, çok hoşuma gitmişti oğlum...
Keşke gerçekten damadı olarak söyleseydi o kelimeyi.
-Ya beni oğlu yerine koyuyorsa...
İklimle bizi duyarsa...
Endişelenmelerim git gide abartılıyor... Düşüncelerim boğazıma sarılıyordu... Zor yutkunuyordum...
Dudaklarımla birlikte al al olmuştu yanaklarım... Kalp atışlarım iki kat daha artmıştı...
Sesini rahatça duyabiliyordum... Eee kolay mı? Şaşkınlıklar, ilk kez bir şey içecek olmak sevdiğinin ellerinden... İçeri gitti suyu getirmek için... Ben de artık kuşkulanmaya başlamıştım her şeyden...
O kadar şaşkınlık yaptık ki diyordum içimden... Kuşkulanmak elde değil. Kendi kendime söyleniyordum...
-Annesi anlamış mıdır?
-Kızar mı yoksa bana?
Daha fazla bekletmemek için uzanmıştım kupaya. İklim kulpundan tutmuş bekliyordu...
Alırken suyu elinden parmaklarının ucuna dokunuşumla yine gülümsedi bana...
Ben de hemen seni seviyorum dedim ufak bir fısıltıyla... Gamzeleri çıktı, yüzü al al oldu...
İçtim bir yudum şaşkın suyumdan, uzattım yeniden bardağı... Bu sefer iklim uzandı ve ben de seni seviyorum dedi ufak bir fısıltıyla. Artık tüm şaşkınlıklarım gitmişti... Duymak istediğimi duymuştum sahibinden...
Biraz daha sohbet ettikten sonra, Her şey için teşekkür edip, şarkılar mırıldanarak evin yolunu tuttum... İklimse buseleriyle eşlik ediyordu pencereden... Elimizi kalbimize koyup gözlerimizi yumardık... Sanki ben onu elleriyle, o benim ellerimle yüreklerimizi okşardık...
Seni seviyorum, senden vazgeçemiyorum gibi sözleri ifade edebilmek için böyle bir şey yapıyorduk... Onu da yaptıktan sonra kayboldum sokak aralarında, ikimize ait şarkılarla...
Gelmeden önce endişelerle yaşıyordum... Geldiğimde utanmaya başladım... Giderken ise aşkım seni seviyorum sözleri ile ayrıldım.
13/09/2009 21:35
N.Sermin GÜR Ablama Çok Teşekkürlerimi İletiyorum...
sevgili Adil yazmayı çok seviyor hemde şiirsel öykü yazmayı çok hevesli bu
konuda durmadan yazıyor daha yolun başında ama isteği ve azmi onu
ilerletecek ve çıtayı yükseltecek elbette
kutluyoırum genç yazarımızıud83eudd20ud83eudd20ud83eudd20