Sergüzeşt

Çok ağır fırtınalardan sonra geminin ayakta kalması bir mucizeyi. Fırtına öle şiddetliydi ki gemiyi dövmüştü adeta hiçbir şeyleri kalmamıştı yiyecekleri suları mürettebatı. Kaptan Fatih Bey çok endişeleniyordu. Herkes ölecekti zamanı gelince kaptan Fatih Bey ve birkaç mürettebat güneşin altında âdete yok oluyorlardı. Fırtınanın sorumlusu olarak kaptanı suçlu buluyordu Kanlıcalı Yahya kalan adamları örgütlemeye çalışıyordu. Örgütledi de mürettebat kaptanı tutukladı bağladı denize attı. Kaptan Fatih Bey gözünü açtığında bir sahilde yatıyordu. Kalktı bir etrafa bakındı bir denize bakındı kimseler yoktu. Ne yapacağını bilmiyordu. Çaresizce oturdu bir ağacın altına. Çok yorgun ve açtı biraz gezindikten sonra yabani böğürtlenler buldu. Ve uyumaya başladı. Bir tıkırtı uykusunu bozdu gözünü açtığında kendisine çevirilmiş olan silahlar gördü. Öyle yorgundu ki karşı bile koyamadı. Adamlar Fatih Beyin ellerini halatla bağladılar ve bir yere götürdüler. Fatih Bey konuştukları dili anlamıyordu. Gittikleri yerde birçok insan vardı Fatih Bey gibi hepsisinde elleri bağladıydı. O zaman anladı ki Fatih Bey insan tacirlerinin eline düşmüştü. Koskoca Osmanlı kaptanı Fatih Bey esir alınmıştı. İnsanların giydikleri giysilerden buranın Hindistan olduğunu anlamıştı. Zaten Fatih Bey de burada ki Müslümanları Hıristiyan baskısından kurtarmak için gönderilmişti. Ancak gemisi okyanusa alışık olmadığı için büyük zarar görmüştü. Fatih Bey her şeyi anladı ancak bir esirdi. Geceyi esir kampında geçirdiler. Ertesi gün Fatih Beyi bir Hindu Prensine satıldı. Onun evine geldiğinde hizmetkârlardan bir kız gördü ve ilk görüşte âşık oldu. Kızında ona bakması Fatih Beye umut verdi ve yüzünde bir tebessüm oluşturdu. Prensin bir sürü hizmetkârı vardı arasında Türkçe bilen bir Müslüman da vardı. Tanıştılar adı Abdullah tı ve iyi birine benziyordu yapacakları işleri neyin ne olduğunu kimin kim olduğunu her şeyi Abdullah öğretti ona aradan haftalar geçti Fatih Bey gördüğü kızın adının Yasemin olduğunu ve bir Müslüman olduğunu öğrenince çok sevindi. Arada Yaseminle konuşuyordu
Bir gün Yasemine onu ilk görüşten beri aşık olduğunu söyledi. Yasemin ağlayarak bende sana aşık olmuştum ama ben Prensin cariyelerinden biriyim deyince Fatih Bey in dünyası yıkıldı sonraları Fatih Bey çok düşündü ve aşkı galip geldi ne olursa olsun Yaseminle Osmanlı ya kaçmalı ve orada evlenmeliydi. Bu düşünce aklında yer edindi bunu Abdullah la paylaştı Abdullah çok sevindi kendide gelmek istiyordu. Osmanlıyı çok merak ediyordu ve genç yaştan beri burada köleydi. Bir akşam gece evde şölen vardı herkes zil zurna sarhoştu gece Yasemin Abdullah ve Fatih Bey kaçtılar. Denizden kaçamazlardı her yer Hıristiyan gemisi kaynıyordu karadan kaçmaya karar verdiler geceler boyu yürüdüler sonra 3 at çaldılar seneler geçmişti yollarda ölmek üzerelerdi İran a vardılar. Fatih Bey in bilmediği bir şey vardı o aralar İran?la Osmanlı savaş halindeydi Fatih Bey orada ben Osmanlı?nın Kaptanıyım bu da padişahımızın bana verdiği ferman direk bunları yakaladılar. Önce Yasemini öldürdüler Fatih Bey hayırrr diye bağırdı çok ağladı sonra Abdullah ı Abdullah selavat getirirken öldü. Sıra Fatih Beye geldi ama bir çığlıktır ki koptu kaçın geliyorlar diye herkes kaçışmaya başladı uzaktan mehter marşı yankılanıyordu Fatih Beyin gözleri doldu ve sonunda kurtulduk dedi ama arkadaşının ve sevdiğinin cesedini görünce alçaklar diye ağlamaya başladı. Fatih Bey sonra İstanbul?a getirildi padişah onu üstün başarılarından dolayı Kaptan-ı Derya yaptı artık Fatih Bey yedi denizlere nam salmış hep adaleti savunmuş bir kahramandı?

15 Ağustos 2008 3-4 dakika 7 öyküsü var.
Yorumlar