Sevginin Tesiri
Corona döneminin ilk aylarındayız herkes korku ve endişe içerisinde,kim bir öksürse veya hapşırsa hemen şüphelenip yolumuzu değiştiriyoruz.O bunalım günlerinin geri gelmesini kimse istemez;sonra hayatımıza maske girdi,testler girdi,aşı girdi daha sonra ise kısıtlamalar başladı.İnsanlar var olduğu sürece hastalıklar,zulümler,haksızlıklar,kargaşalar ve savaşlar bitmeyecektir.
Bu salgın bize "ayrımı" öğretmişti devletler tek tek aşı bulduklarını açıkladılar.Karı-kocalar yatak odalarını,çocuklar oyuncaklarını,aileler oturma odalarını,çatal bıçaklarını,bardaklarını ayırdılar.Bizleri 'işimizden,aşımızdan,eşimizden ve ölüm korkusu pompalayarak sosyal hayattan koparma' fikriyle hareket ediyordu dev projeleri emellerine kavuştular mı,bence kavuştular çünkü dünya genelinde ekonomik buhram olacağının ilk sinyalini o zamanlarda vermişlerdi ülkeleri yeni uygulamalara sevk ederek.
Komşumuzun eşi de yakalanmış bu hastalığa,gitmişler hastahaneye,test sonucu pozitif,karantina süreci başlamış.
İşe yorgun argın geliyor gözleri kan çanağı gibi olmuş uykusuzluktan,hali perişan biraz muhabbet olsun diyerek sorduk:
-Abi odalarınızı ayırdınız mı?
-Asla,buna kimsenin gücü yetmez yirmi yıllık evliyiz.
-Ya size de bulaşırsa....
-Bulaşırsa bulaşsın yiğen, o bir odada ağrılar sızılar içinde kıvranırken ben diğer odada nasıl rahat olabilirim? Biz verdiğimiz söze sadığız,'iyi günde,kötü günde;hastalıkla ve sağlıkta'birbirlerimizi boşuna kabul etmedik,dakikası dakikasına ilaçlarını içiriyorum,yemeğini yediriyorum,çayını suyunu içiriyorum, elbiselerini değiştiriyorum.
Sevgi kadar tesirli bir ilaç henüz icat edilmedi,edilemez.