Sevince Her Zaman Samanlık Seyran Olmuyor
Sevda ve Ferit bir konserde tanışıyorlar. Birbirlerinden çok hoşlanıyorlar. Bir süre arkadaşlık ettikten sonra, ailelerinin de rızasını aldıktan sonra evlenmeye karar veriyorlar.Ailesi Sevda'nın bu evliliğine pek sıcak bakmasa da, kızları sevmiş madem deyip izin veriyorlar. Evlendiklerinde Ferit'in bir arkadaşıyla ortak bir restoranı vardı. İşler gayet iyiydi. İyi kazanıyordu. Evlenirken çok rahat evlendiler. Eşyalarını döşediler, düğünlerini hiç borçlanmadan yaptılar, masraflarını rahatça ödediler. Başta her şey her zaman yolundadır ya. Onlarınki de öyleydi. Ama hayat biz insanlara sürekli ağlarını örer durur. Başımıza neler geleceğini bilemeyiz. Bilsek belki ona göre önlemler alırız ama yarın ne olacak bilmiyoruz. Hayatımıza giren kişiler bizim için ödül mü, yaksa ceza mı ancak onlar girdikten sonra ve onlarla uzun bir süre yürüdükten sonra anlayabiliyoruz. Anladıktan sonra bazısı geri dönebiliyor zor da olsa, ama bazısı dönemiyor çaresizce çekilmez hayatına bir ömür boyunca katlanmak zorunda kalıyor. Ve ne yazık ki bu dünyada bizleri hayat değil dost bildiklerimiz, sevgililerimiz, en yakınlarımız yoruyor.
Neyse efendim bu ikilinin bir de sevimli bir çocukları oluyor. Adını Mustafa koyuyorlar. Mustafa gün günden büyür, çok zeki, hareketli, mutlu bir çocuktur. Annesi babası üstüne titremektedirler.
Ferit'in ortağı bir süre sonra boğazına kadar borca girer. Borçlarinı ödeyemez olur. İcra memurları Ferit'le ortak oldukları restorana gelirler, her şeylerini götürürler. Bütün çeklerde senetlerde Ferit ve ortağının birlikte imzaları bulunduğu için Ferit'in evinden de eşyalarını, Sevda'nın düğünde takılan takılarını alır götürürler. Sevda günlerce ağlar. Ailesinden yardım ister. Sevda'nın ailesinin durumu iyidir. Bir miktar yardım da ederler Ferit'e ama nafile. Borçlular sürekli kapıyı aşındırmaya, onları tehdit etmeye başlarlar.
Ortağı kaçar gider izini kaybettirir. Bu sefer bütün borçlar Ferit'in üstüne kalır. Ferit'de çareyi kaçmakta bulur. Sevda'ya bile haber vermeden ortalıktan kaybolur. Sevda günlerce gözyaşları içinde Ferit'ten gelecek bir haberi bekler. Annesinin gelmesini ağlayarak camda bekleyen bir çocuk gibidir. Gözü kapı'da telefonda. Bir haber, ne olur ufacık bir haber. "İyiyiyim. Seni seviyorum. Bekle beni" dese. Sevda yaşama tutunacak, Ferit'i hayat boyu bekleyecek. Ama Ferit'ten ses yok. Günler günleri kovalar. Tam altı ay Ferit bir haber göndermez. Sevda ailesinin yanına sığınmıştır ama onlarda ona zulüm yapıp dururlar. "Ne idiğü belirsiz bir adamla evlenirsen olacağı bu. Sanki kocasız kalmıştın. Seni alacak mı yoktu a akılsız kızım. Hemen gittin o serseriye gönül verdin..." gibi.
Sevda hem Ferit'in hasretiyle yanıp tutuşur, hem ailesinin laf sokmalarına katlanmak zorunda kalır. Bir yandan da oğlu Mustafa sürekli babasını sorup durur.
Sonra altı ay sonra Ferit çıkar gelir. Gayet iyi görünüyordur. Sevda sorar, "Neredeydin, neden aramadın? Senin yokluğunda neler çektim bir bilsen. Ne olur bir daha gitme."
Ferit özür diler, bir daha olmayacak der. Birlikte bir ev tutarlar, tekrar bir yerlerde garson olarak çalışmaya başlar ama bu seferde çalıştığı yerdekilerle anlaşamaz, işten çıkar, yeniden işe giremez. Tekrar borçlar birikir. Evin kirasını ödeyemez olurlar. Bir gün çok kötü kavga ederler ve Ferit evi terk eder.
Gidiş o gidiştir. Bir daha ne Sevda'yı ne oğlunu arayıp sormaz. Sevda mahkemeye başvurur. Boşanma davası açar. Yıllardır haber alamadığı kocasından bir celsede boşanır.
Artık ailesinin yanına gitmek istemez. Zaten annesi de ölmüştür. Babasını da yanına alarak yaşadıkları Samsun'dan Eskişehir'e yerleşirler. Sevda babası ve oğluyla birlikte hayatını devam ettirmek zorunda kalır.Görünüşte hayat devam etmektedir ama her gün ayrı bir sıkıntı, ayrı bir üzüntü ve sevdiği, inandığı adam tarafından hayal kırıklığına uğramanın acısıyla dolu bir hayattır onun hayatı.
Mutlu başlayan bir ilişki, mutlu başlayan bir evlilik hüsranla son bulur.
Sevda bu hayata evladım için katlandım . O olmasaydı yaşadıklarımı kaldıramazdım diyor.