Sokak Kedisi Latife
Hızla gelen kamyon karşıdan karşıya koşmakta olan kediyi altına aldığında etraftan olayı gören herkesin yüreği ağzına gelmişti. İlk şaşkınlık geçtikten sonra, kedinin hızla kaçtığını görenler rahat bir soluk aldılar. Daha birkaç gün önce yine böyle bir olaya şahit olan Saniye Hanım balkonda kendisini tutamayıp söylenmeye başladı.
- 'Hay Allah iyiliğinizi versin, mahalle arasında böyle hızlı gidilir mi?" diye seslendi arkasından kamyonun.
Giriş katında, balkonun altındaki pencerede çamaşırları toplamakta olan Nefise hanım donup kalmıştı. Remzi beylerin köpeği Panter''in ezilerek öldüğü günü hatırlamış, içi ezilmişti bir kez daha. Zavallı hayvan'ın ölüsünü zorlukla kaldırıp yakındaki koruluk alana gömmüşlerdi mahalleli birlikte.
Yavaş yavaş normale dönmeye başlamıştı solukları Latife'nin. Yine şans yüzüne gülmüş, kıl payı ile ölümden kurtulmuştu. O kadar hızla kaçmıştı ki olay yerinden, tüylerinin diplerine kadar ıslanmıştı terden. Geçen hafta çöken evin yıkıntıları arasında saklandığı yerden çıktı. Ama korkusundan yolun kenarında kala kaldı. Az kalsın eziliyordu yine. ?Bu kaçıncı'' diye düşündü. Nedense hep açlık çektiği, yiyecek bulamadığı günlerde başına geliyordu kazalar.
Dikkatle bakınıyordu etrafına, ama yine de cesaret edemedi karşıya geçmeye, duvarın dibinden yürümeye başladı. Bir süre öylece gittikten sonra her şeyi unuttu. Açlık galebe çalmıştı yine. Yaşadığı gecekondu mahallesinden uzaklaştığının farkına bile varamamıştı açlıktan. Artık umutlarının tükenmeye başladığı sırada gördüğü çöp bidonuna doğru yürüdü.
Nizamettin Bey her hafta sonu olduğu gibi yine yakmıştı mangalı. Eşinin temizleyip tuzladığı balıkları aldı, balkona çıktı. Tabii, peşinden onu takip eden Bekir de koşarak eşlik etti ona. Yine şölen günüydü Bekir''in. Öyle seviyorlardı ki Bekir''i asla balık kafası ya da kılçıklarını vermezlerdi. Boğazına kaçar da ölür diye korkuyorlardı ailenin beşinci üyesi. Adeta oğulları yerindeydi Bekir.
Kara elmas gibi gözleri ve siyah beyaz dalgalı tüyleri ile o kadar güzeldi ki, sitenin tüm kedileri kıskanırdı onu. Bu yüzden hep yalnızdı. Onunla hiç oynamazlar, hep uzak dururlardı Bekir''den. Ailenin küçük kızı Cansu takmıştı adını. Nedendir bilinmez, daha ilk geldiği gün ?Tekir Bekir'' demişti ona. Belki de arkadaşları ile oynadıkları tekerleme oyunu etkisi ile.
Tekir Bekir, mangal ızgara balıklarını yedikten sonra yaptığı şekerleme sonrası gerinerek uyanmış, aralık sokak kapısından dışarı süzülmüştü. Bir yandan esnemesine devam ediyor, bir yandan sokağı kolaçan ediyordu. Birden karşı apartman'ın önündeki çöp bidonuna giren kediyi gördü. Tüm kasları tıpkı bir kaplan gibi gerildi, sessizce o tarafa yöneldi. Kim oluyordu da bu sokak kedisi o mahallede bir çöp kovasına girebiliyordu. Hışımla sıçradı ve bir hamlede pis görünümlü sokak kedisinin elinden kaptı yiyeceğini. Aynı anda dışarı fırlayan sokak kedisi latife biraz uzaklaşıp, merakla olacakları beklemeye başlamıştı.
Birkaç kemik parçasından başka bir şey olmayan çöpleri gören Bekir, çöp bidonundan çıktı, uzaklaşıp izlemeye başladı. Bir süre sonra tehlikenin geçtiğini düşünen ve açlığa yenik düşen Latife yavaş yavaş yaklaştı, tekrar bidona girip hızla tavuk kemiklerini kemirmeye başladı.
Karnını doyurup dışarı çıktığında Tekir Bekir onu bekliyordu. Merakla bu pis sokak kedisine baktı uzun uzun. Aslında sarı beyaz olması gereken tüyleri kirden kahverengine dönmüştü Latife'nin. Uzun süre kuyruklarını sallayarak biri birilerini izlediler. Bir süre sonra daha da yakın oldular. Latife'nin de korkusu geçmiş, biraz hayret biraz da hayranlıkla izliyordu Tekir Bekir''i. Neden yemeğini ona vermişti, bir anlam veremiyordu bu işe.
Nizamettin beyin eşi Asiye Hanım balkonun korkuluklarına tutunmuş, ona sesleniyordu üçüncü kez. Sokak kedileri ile oynaşıp pire kapmasından mı korkmuştu bilinmez ama Tekir Bekir gözlerinde kaybolmuştu Latife'nin eniz mavisi gözlerinde.
Günler günleri kovalamış, Latife ortalıkta görünmemişti. Sokağa çıkma alışkanlığı olmayan Tekir Bekir artık evde o kadar az duruyor, bazen yemek saatlerinde bile dönmüyordu ki, ev halkı merak etmeye başlamıştı. Özellikle de Aysun çok endişeliydi. Okuldaki birkaç arkadaşından başka bir tek o vardı, sevip can yoldaşı olarak benimsediği. Her aramaya çıktığında, sitenin çöp bidonunun yanında buluyordu Tekir Bekir''i. Yiyecek sorunu olmayan bir ev kedisinin çöp bidonunun da ne aradığını anlayamıyordu bir türlü.
Nereden bilecekti, aslında hep insanlara mahsus sanılan bir duygunun, ona yaşadığı hayattan farklı bir dünyanın kapısını açtığını. Işıltılı bir çift maviş gözün, Tekir Bekir'in hayatında yeni bir heyecanın başlangıcı olduğunu.
..................Birinci bölümün sonu.........................
Güzel bir kedi öyküsü. Bir kedi sever olarak çok beğendiğimi söyleyebilirim. Daha önce on dört sene kadar tekir bir erkek kedi besledik, şimdi de iş yerinde ki mahallede ben diyeyim on siz deyin yirmi (Her gün sayıları değişiyor) sokak kedilerini besliyoruz birkaç arkadaş. Geçen sene üç beş tanesi ezildi, kötü oluyor insan gerçekten. Onlarda canlı ve tabi ki Rabb'imizden den gelen sevme duyguları onlarda da var. Çoğu zaman kısırlaştırıyorlar, iyi mi yapıyorlar kötü mü o da meçhul. Güzel bir öyküydü tebrik Hasan bey içtenlikle...👍
👍👍👍İftar vaktini geçiştirmek için çok güzel bir öykü okudum Üstadım yüreğinize sağlık.Devamını merak etmeye başladım şimdiden 👧👍👍👍