Sokak Köpeği

Köy kasaba veya mahallelerde herkes birbirini tanır, bir an olsun gelen yabancı fark edilir.
Gelen sefil bir insan ya mevsim işçisi veya bir dilenci olabilirdi.
Bu adam çarşıda başı önünde dolaşıp dururken ne bir iş arıyor nede dileniyordu.
Bir iki gün bu şekilde dolaştıktan sonra etraftakilerin ilgisini çekmeye başlamıştı.
Merak eden ahali arasında fısıldaşmalar başlamış, kimi kaçak olabileceğini kimi hırsız olabileceğini düşünüyordu.
Oysa adamın hiç öyle bir durumu yoktu.
Nihayet halk arasından biri sabredemedi ve adamın yanına yanaştı.
-Merhaba hemşerim iki üç gündür burada dolaşıyorsun nereden geldin ne arıyorsun?
Yabancı başını hafifçe kaldırıp adamın yüzüne baktı; sanki kelimeler boğazında düğümleniyordu! Fakat ağzından söz çıkmıyordu.
Vatandaş bu durumdan daha çok rahatsız olmuştu...
Tekrar ısrarla sordu?
-Hemşerim ne dediğimi duymadın galiba, sen kimsin burada ne arıyorsun adın ne?
Yabancı başını kaldırıp karşısındaki adama baktı ve mırıldanarak;
-Ben aslında buralıyım ama ben yeni doğduğumda ayrılmışız ilk defa geliyorum.
- Peki kimlerdensin?
Yabancı yine kısık bir sesle...
-Adım Kemal dedikten sonra arkasını dönüp ağır ağır oradan uzaklaştı.

Ahali her ne kadar zararsız görünse de Kemal'i sürekli takip ediyordu.
Kemal sanki kimseyle dost olmak istemiyordu.
sokakta dolaşan bir köpeği ekmeğinden parça koparıp besliyor onu okşuyordu.
Ancak sokak köpeğine seslenmesiyle konuştuğu duyuluyor hüzün ifadesi yerleşmiş yüzünde hafif bir gülümseme beliriyordu.
Kemal eski salaş bir otelde kalıyordu cebinde çok fazla bir parası da yoktu.
Artık bir işe ve paraya ihtiyacı vardı.
Aslında kendisi de babası gibi bir devlet memurdu, fakat yaşadığı aile sorunları yüzünden aldığı alkol sebebiyle işten atılmıştı.
Yapabileceği bir mesleki becerisi olmadığı için çok fazla iş bulma şansıda yoktu.
Çarşıda dolaşırken hamal arayanlara rastladı hamallık yaptı, tabi hamallık geçici bir işti ve Kemal her gün çarşıda bu şekilde görünmekten sıkılıyordu.
Nihayet bir taş ocağında iş buludu orada çalışıp ekmek parasını kazanmaya başladı.
Kemal hiç kimsenin yanına yanaşmaz, kimseyle konuşmaz her daim düşünceli kederliydi.
İnsanlar onun zararsız biri olduğundan artık emindi, ama görünüşüyle içinde fırtınalar koptuğu da belliydi.
Onu bu hale getiren riyakâr ve ihtiraslı bir kadından başkası değildi.

Kemal babasının mesleği gereği daha annesinin kucağında bir bebekken buradan ayrılmışlardı.
Yurdun çeşitli yerlerinde görev yapan babası Kemal delikanlıyken en son gittikleri yerde bir ev satın almış ve oraya yerleşmişlerdi.
Kemal bulundukları mahallede bir kızla anlaşmaya başlamıştı.
Kemal'in annesi bu aileyi pek beğenmese de delikanlı gönlü ferman dinlemedi ve bir müddet sonra evlendiler.
Kemal eşine deliler gibi âşıktı.
Fakat eşinin ihtirasları karşısında mutlu olması mümkün değildi.
Tabi anne ve babasının bu durum karşısında yapabileceği hiçbir şey yoktu.
Zaten yaşlanan anne ve babası kısa arayla ardı ardına ölmüşlerdi.
Kemal keder içinde kıvranıyordu yalnızlığı yaşamaya başlamıştı.
Kahredip alkolle başlamıştı, bir başına oturuyor dertli dertli sazına vuruyordu.
Onu terk eden eşi durumu öğrense de arayıp sormadı.
Bir müddet sonra kendine çeki düzen vermek ve alkolden kurtulmak için oradan ayrılmaya karar verdi ve gidebileceği yer de doğduğu yerden başka bir yer olamazdı.

Çalıştığı taş ocağında biraz olsun kendini toplamıştı eskisi kadar alkol almıyordu.
Geceleri kaldığı otelin harap haline aldırmadan soğuk havalarda bile içi titrese de yareni sazının tellerine vurup efkâr dağıtıyor uzun kış gecelerini geçirmeye, geçmişini unutmaya çalışıyordu.
Artık burada yaşamasına rağmen tek dostu sokak köpeğiydi hiç kimseyle konuşmuyordu hiç arkadaş edinmemişti.
Taş ocağında işler ağırdı yorucuydu ağır olduğu gibi tehlikeliydi de...
Bir gün patlatılan taşları yuvarlamaya çalışıyordu birden ne olduğunu anlayamamıştı.
Eli koca bir taşın altında kalmıştı, Kemal acıyla bayılmıştı.
Gözlerini açtığında kendini hastanede buldu fakat acıyla beraber bir tuhaflık olduğunu hemen fark etmişti.
Kemal'in kolu dirseğinden kopmuştu.
Kemal hayatını bir nebze olsun düzene sokmaya çalışırken hayattan bir darbe daha almıştı.
Hastaneden çıktıktan sonra patronunun çabasıyla malulen emekli olmuştu.
Fakat bu durum ayağa kalkmaya çalışan Kemal'i tekrar yıkmıştı.
Kemal geceleri ona yarenlik eden sazını da artık çalamıyordu.
Her geçen gün biraz daha bunalıma sürükleniyordu.
Tekrar alkolü çoğaltmaya başlamıştı.
Aldığı emekli aylığıyla idare etmeye çalışıyordu.
Otele borçlanmaya başlayınca borcunu ödeyemeyeceği için oradan ayrılıp terk edilmiş bir binaya sığınıp orada yaşamaya başlamıştı.
Etrafına daha da suskundu.
Parasının büyük kısmını alkole verdiği gibi cebindeki parayla yiyeceğini alıp etrafına hiçbir zarar vermeden kaldığı yere çekilirdi.
Tek dostu sokak köpeği onu terk etmemiş adeta onu hayatta tutmaya çalışıyordu.
Soğuk kış gecesinde alkolü fazla kaçıran Kemal ihtiyacını gidermek için dışarıya çıkmıştı.
Alkolün etkisiyle ayağı dolaşan Kemal düştüğü yerden kalkamamış orada sızmıştı.
Dostu sokak köpeği durumu sezmiş gibi Kemal'in sırtına yaslanıp adeta onu soğuktan korumaya çalışmıştı.
Aslında etrafına hiç havlamayan sokak köpeği geçenlere havlamaya başlayınca Kemal'i donmaktan kurtardı.
Kemal'i o vaziyette görenler hemen ambulansı çağırdılar.
Hastaneye götürülen Kemal tedavisinden sonra korunabileceği ve gözlenebileceği bir bakım evine götürüldü.

27 Kasım 2016 5-6 dakika 30 öyküsü var.
Yorumlar (1)
  • 8 yıl önce

    Günün öyküsünü ve yazarımızı kutlarızud83eudd20ud83eudd20