Son Diyalog
Otobüse bindiği andan itibaren dua ediyordu genç adam. Hastahaneye varıp aile yakınlarını görünce korktuğunun başına gelmediğini anlamıştı tavırlarından. Hemen kısa bir selam faslının ardından annesinin elini öpüp henüz genç sayılabilecek yaştaki babasının durumunu sordu. Annesi
-Şimdi odaya aldılar, serum taktılar uyuyor deyince koşar adım babasının bulunduğu gözetim odasına gitti. Babası adete kokusunu almışçasına o odaya girer girmez Mehmet, Mehmet diye defalarca oğlunun adını sayıklamaya başladı yüksek sesle.
Mehmet iyice yanaşıp artık vücudunun daha fazla dayanamayacağı bildiği hasta babasının baş ucuna incitmemeye özen gösterek alnında biriken terleri silip ağlayan bir ses tonuyla kulağına
-Burdayım babacığım geldim merak etme iyi olacaksın dedi her ne kadar kendi bile inanmıyor olsa da bu söylediğine..
Hasta adam gözlerini açtı ve oğlunun yüzüne bakıp mahsun bir ifadeyle
-Senin adın da mı Mehmet, benim büyük oğlumun adı da Mehmet deyip tekrar yumdu gözlerini....
Vedalar beklemez tıpkı son nefes gibi...Veda edilmemiş her şey yarımdır. Baba da evlat da ne kadar şanslılar bu öyküde...Tebrik ederim İsmail bey! Daha nicelerine inşallah kaleminizden...