Şükür

Ben büyük bir parkta gezinti yaparken,yorulduğumu hissettiğimde,bir bankta oturmaya karar verdim.Bankta otururken,yanıma orta yaşlarda biri, gelip oturdu. Otururken selam sabah vermedi. Biraz oturduktan sonra gayri ihtiyari onunla tanışmanın yollarını aramaya başladım..Ama kendisinin çok sıkıntılı olduğu görülüyordu.Sonunda kendisi ile konuşup tanışmak istediğimi söyledim.Birbirimize isimlerimizi söyleyip,memleketlerimizi sorup sual ettikten sonra,sıkıntısının ne olduğunu sordum.Kendisinin dar gelirli biri olduğunu,iki tane çocuğunun olduğunu,tahsil hayatlarına devam ettiklerini,birisinin ilk öğretim 8..sınıfına,ikincisinin lise 2.sınıfına devam ettiğini söyledi. Gözlerin yaşlar boşanmaya başladı. O anda şaşırmıştım.ne yapacağımı bilemiyordum. Derdini ne olduğunu sordum..Derinden ah çekti.' Hemşerim derdimi sorma ! ' dedi.Ben ısrar edince,anlatmaya başladı. 'Çocuklarım, benim durumumu anlamıyorlar.Onların ihtiyaçlarını karşılamak için çırpınıyorum ama gene de yaranamıyorum.Bildiğiniz gibi son yıllarda insanların gündemine çok farklı ihtiyaç maddeleri girdi. (Cep telefonu,.bilgisayar, Internet,giyim, fantezi yaşantı) Bu ihtiyaçları ,karşılayabilmek için ve çocuklarımı mutlu edebilmek için yoğun düşünce içindeyim ama bir türlü çıkış yolu bulamıyorum ' dedi ve sustu.Benim kendisini mutlu edecek maddi yardım yapma imkanım yoktu.Kendisine böyle bir şey takdim etsem kabul etmeyeceğini aşağı yukarı kestiriyordum. Ama kendimce bir şeyler anlatmam gerektiğini düşündüm.
Kendisine bir şeyler anlatmak istediğimi söyledim.'Buyur anlat abı' dedi,kendisine şükürden bahsetmeye başladım. bizim inancımızda varolan.yıllarca onla yaşamamıza rağmen,son yıllarda unuttuğumuz şükürü anlatmaya başladım.Beni can kulağı ile dinliyordu. 'Şükür İnsanların,kendisinden daha fakir ve yoksul insanları düşünerek, bulunduğu durumu kabul edip,yaratanına,dua etmesidir' dedim. Bunu kendimize,eşimize,çocuklarımıza, toplumun her kesimine,yaygınlaştırmak zorunda olduğumuzu anlattım.Arkasından da kendisine bir hikaye anlattım.Hikayem şuydu ' Zamanın birinde bir beldede Fırıncı varmış,Her gün eve geldiğinde,yüzü hiç gülmez, eşine ve çocuklara zulüm yaparmış.Hanımı bunun sebebini sorduğunda yaptığı ekmeklerin hepsini satamadığını,biraz ekmek kaldığını , bu nedenle, sıkıntı ve stres içinde olduğunu,söyler ve özür dilermiş .Bir gün hanımı mahalle komşularının hepsine para dağıtmış. Kendilerinden ricada bulunmuş.gidin bizim fırından ekmek alın demiş.o gün komşuların hepsi fırından ekmek almış, fırında hiç ekmek kalmamış.Ekmeklerin hepsi satılmış. Fırıncı o gün evine gelmiş,yine suratı asık,hanımı sormuş, hayırdır yine ne oldu bir yaramazlık mı var demiş.fırıncı da sorma hanım demiş bu gün işler o kadar iyi gitti ki,bütün ekmekleri sattım ama biraz daha fazla ekmek yapsaydım onlarda satılacakmış demiş. Bunun üzerine olayları bilen hanımı,beyinin şükür etmediği kanaatine varmış.Beyine şükürle ilgili, bütün bildiklerini anlatmış ' Bu hikayeyi dinleyen, o arkadaşın biraz yüzünün gülümsediğini gördüm.Hiç olmasa biraz olsun kendisini rahatlata bildiğim için kendimi de mutlu hissettim.

03 Mart 2010 3-4 dakika 1 öyküsü var.
Yorumlar (2)
  • 14 yıl önce

    Abbas bey, Aramıza hoşgeldin.Güzel ders verici bir öyküyle başlamışşın Tebrikler.

  • 14 yıl önce

    Tebrikler abbas bey güzel bir öykü.