Tesadüf

Ece çok otoriter bir aileinin kızıydı.Annesi ve babası tarafından çok kısıtlanıyordu.Pek çok şeye yasak konuluyordu.Ama bu yasaklar Ece'nin umrunda değildi.O yine bildiğini okuyordu.Onların her dediğini yapmak ona göre delilikti.
Ve o akşam Ece'nin en sevdiği grubun konseri vardı.Ailesinden izin istemesi boşa olacaktı.Bir yolunu bulup gitmeliydi ama nasıl? Aklında bir fikir vardı ama onu uygularsa kötü şeyler olabilirdi.Ama yine de denemeye değerdi.
Saat 7'yi geçtikten sonra hazırlanmaya başladı.Mini siyah bir etek ve üstüne kırmızı bir bluz giydi.Kırmızı rujunu sürdü.Gözlerine hafif bir makyaj yaptı.Ailesinden gizli aldığı topuklu ayakkabıları giydi.
Babası onu bu halde görseydi kurşuna dizerdi herhalde.Yavaşça pencereyi açtı ama o etekle oradan geçmek zor olacaktı.Dışarı çıkmaya çalışırken neredeyse düşecekti.Neyse ki dışarı çıkmayı başardı.Ve koşmaya başladı.Evden uzaklaştığına emin olduktan sonra Ege'yi aradı.Buluşacakları yeri kararlaştırdılar. Ege Ece'nin bir yıllık sevgilisiydi.Başta dalgasına çıkıyordu.Ege biraz serseri bir tipti.Ama zamanla sevebilmişti onu.Ve çok iyi bir ikili olmayı başarmışlardı.
Polis Evi'nin yanında buluştular.Konser alanı buraya yakındı.Ege Ece'yi görünce ıslık çalmaya başladı.
-Sen bu kadar güzelmiydin bebeğim ya?
-Yeni mi fark ediyorsun hayatım?
-Yok canım.Olur mu hiç?Hep biliyordum güzel olduğunu.Hem güzel olmasan niye çıkayım seninle?
-Güzelliğim için çıkıyorsun yani.
-Herşeye kızma aşkım ya.
-Kızdırma o zaman sen de.
-Her neyse canım.Sahi sizin kaçıklar nasıl izin verdi gelmene?
-İzin alan kim?
-Nasıl yani canım?
-İzin almadan geldim.
-Nasıl oldu o?
-Pencereden kaçtım.
-Delisin sen.
Gülüştüler.Ve yürümeye başladılar.Yolda Ege Ece'nin elini tuttu.Ece utançtan kıpkırmızı oldu.Bu durum Ege'nin gözünden kaçmadı.
-Kızardın canım.
-Evet.Utandım çünkü.
-Yapma ama.Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz?
-Haklısın.Özür dilerim.
Konser alanına varmışlardı.Ama konserin başlamasına daha vardı.Ege bir şeyler yemeyi teklif etti. Ece de acıkmıştı.Yakında bir dürümcü vardı.Oraya gittiler.İki dürüm ve iki ayran sipariş ettiler. Siparişleri gelene kadar müzik hakkında konuştular.İkisi de Rock dinliyordu.Kıyafetlerinden bile anlaşılıyordu bu.
Yemekler geldi.Ece büyük bir iştahla bitirdi tabağındakileri.
-Yemekleri harikaymış.
-Evet canım.
Yemeklerini yediler.Ücreti ödeyip konser alanına doğru yola koyuldular.Konser başlamıştı. Çok iyi bir grup olduğu için çok kalabalıktı.En arkalara geçmek zorunda kaldılar.Ece'nin başı dönmeye başladı. Düşmesine ramak kalmıştı ki Ege kolundan tuttu.
-İyi misin?
-Başım dönüyor.
-Kalabalıktı müzikti derken benim de başım dönmeye başladı.
Ece başının döndüğünü unutup müziğe yoğunlaşmaya çalıştı.En sevdiği grubun konseriydi. Fakat tadını çıkaramıyordu.Başı acayip dönüyordu.Dayanamayacaktı.
-Ege yürü gidiyoruz.
-Nereye?
-Başım dönüyor Ege.Dayanamayacağım.
-Ben hiçbir yere gitmiyorum.
-Ege ben bu saatte tek başıma ne yaparım?
-Banane.
-Vay öyle demek!
-Evet öyle.
-Herşey bitti.Ayrılıyorum senden.
-Ece!
-Ben son sözümü söyledim.
-Peki o zaman.Sana kalmış.
-Ben gidiyorum.Hoşçakal.
-Güle güle!
Ece güle güle gitmedi.Ağlıyordu.Ege'ni gözünde bu kadar önemsiz olması üzmüştü onu.Canı sıkıldığında deniz ona iyi gelirdi.Deniz çok yakınlardaydı.Oraya doğru yola koyuldu.Sokaklarda kimseler yoktu.Ece çok korkuyordu.Yürüyüşünü hızlandırdı.Neyse ki varmıştı sonunda.Bir bank buldu ve oturdu.Etrafta tek tük insanlar vardı.Kimileri içki içiyor.Kimileri banklarda yatıyordu.Ece kendisine zarar vermelerinden çok korkuyordu.Aslında annesi bir telefon kadar uzağındaydı. Arayamazdı.Kesinlikle ona çok kızmışlardı.Hatta belki de eve bile almazlardı.Ama burada da kalamazdı.Üstelik çok soğuktu ve üşüyordu.
Birden önünde kırmızı bir araba belirdi.
-Küçük hanım burada ne yapıyorlar acaba?
-Kimsiniz?
-Ben Komiser Nevzat.
Ece adamın komiser olduğunu duyunca rahatlamıştı.
-Abi ben evden kaçtım ve çok korkuyorum.
-Bin arabaya.Seni ilk önce karakola götüreceğim ifade vereceksin.Sonra da ailene teslim edeceğim.
-Teşekkür ederim.
Ece adamın dediğini yaptı ve arabaya bindi.Yol boyunca hiç konuşmadılar.Adam gözleriyle Ece'yi rahatsız ediyordu.Epey bir yol gittikten sonra orman benzeri bir yerde durdular.Ece neden buraya geldiklerini anlamamıştı.Adam arabadan indi ve Ece'ye de inmesini söyledi.Adam Ece'yi ormanın derinliklerine götürdü.Ve öpmeye başladı.Boynundan başlayıp aşağılara doğru iniyordu.Ece ona karşı çıkmaya çalıştı.Ve aralarında bir kavga başladı.Adam Ece'yi itti ve Ece yere düştü.Adam da kendini onun üstüne attı.Öpmeye başladı.
-Bıraksana beni hayvan herif.
-Bırak diyorum sana.
Adamın konuşmaya ayıracak vakti yoktu.Bu kadar güzel bir kızı bulmuş.Bırakacak kadar aptal değildi.Adam Ece'nin kıyafetlerini yırtmıştı.Ece artık konuşmuyor sadece ağlıyordu.
Gök gürlemeye başladı.Hafiften yağmur çiseliyordu.
Fakat yağmur umurlarında değildi.Ece için hayat bitmişti.Şu lanet olası adamdan kurtulsa bile hiç bir zaman bu yaşadıklarının etkisinden kurtulamayacaktı.
Bir anda karşılarında genç bir adam belirdi.
-Bırak o kızı.
Adam ayağa kalktı ve gencin üzerine yürümeye başladı.Genç cebinden bir silah çıkarttı.
-Ya gidersin şimdi buradan ya da ölürsün.
Adam silahı görünce hızlıca kaçtı oradan.
Ece bir köşeye sinmiş ağlıyordu.Genç onun yanına gitti.
-İyi misin?
-Neden daha önce gelmedin?
-Üzgünüm.
-Neden bütün bunların olmasına izin verdin?
-Özür dilerim.Bilseydim daha önce gelirdim.
Ece genç adamın omzuna yaslandı.Ağlıyordu hala.Kıyamet gibi bir geceydi.Ama tek bir ölen vardı. Ece'nin masumluğu.
-Ağlamaya diyeceğim ama boş olacak galiba.
-Ben ölen Ece için ağlıyorum.
-Ölen Ece?
-Ben iki Ece olduğuna inanıyorum.Biri iyi Ece.İyi,masum,çocuksu.Biri de kötü Ece.Bu gece iyi Ece öldü.
-Saçmalama.Neden başkasının yaptığı hatadan kendini suçluyorsun?
-Çünkü hayat böyle bir şey.
-Hayat nasıl olduğuna inanırsan öyledir.Mesela ben hayatın bu kadar adaletsiz olduğunu düşünmüyorum.
-Ama öyle hem de ben bunu hak edecek ne yaptım?
-Ailenin sözünü dinlemedin ve evden kaçtın.
-Sen nereden biliyorsun?
-Tahmin ettim.Bu saatte burada başka ne işin olabilir ki?
Yağmur epey hızlanmıştı.Eğer bu yağmurda burada dururlarsa sırılsıklam olacaklardı.
-Hadi bize gidelim.Sırıksıklam olacağız yoksa.
-Sizin ev nerede?
-Yakın buraya.
Ormanda biraz ilerledikten sonra kulübe benzeri bir yere vardılar.Ev çok küçüktü.2 odası vardı sadece.Ece oturma odaya geçti.Emre elinde bir eşortman ve bir tişörtle geldi.
-Hadi giy bunları.
-Ama bunlar erkek için.
-Üstündeki paçavraya dönmüş kıyafetlere göre gayet iyi.
Emre odadan çıktı.Kapıyı kapattı.Ece üstünü değiştirdi.
-Giyindim,gelebilirsin.
Emre elinde tepsiyle geldi.Çay demlemişti
-İçimiz ısınır,diyerek Ece'ye çay ikram etti.
Birlikte çaylarını yudumladılar.
-Anlat bakalım şimdi.
-Neyi anlatayım?
-Niye evden kaçtığını.
Ece olanları en başından anlattı.Anlattıkça daha da çok sinirleri bozuluyordu.
-Bak Ececim.Çok yanlış davranmışsın.Kuzenin varsa konsere onunla gideceğini söylerdin ve annen izin verirdi.
-Ben sevgilimle gitmek istedim.
-Ama o sevgilim dediğin seni hiç önemsememiş.Seninle ayrıldıktan sonra bile orada kalıp eğlenmesine devam etmiş.
-Beni hiç sevmiyormuş.
-Bu yaşta insanlar genellikle sevdikleri için çıkmazlar.Eğlencesine bakarlar.
-Evet,öyleymiş.
-Ailen sevgilinin olmasına kesinle karşı öyle değil mi?
-Evet.Duysalar gebertirler.
-Haksızlar mı sence?
-Ama bu kadar abartmaya gerek yok.
-Abartmak değil bu.Üzülmeni istemiyorlar.
-Belki haklılar.Ama yine de bu kadar kötü davranmalarına gerek yok.
-Her insan gibi onların da bazı hataları olabilir.
-Tamam abi doğru söylüyorsun da ya bugün yaşadıklarımı öğrenirlerse?
-Sana kızmazlar.Senin suçun değil.
-Ne kızmaması.Öldürürler bile.
-Saçmalama Ece.
-Saçmalamıyorum.
-Tamam o zaman.Sen bu işi bana bırak.
-Ne yapacaksın?
-Seninkilerle konuşacağım.Durumu anlatacağım.
-Konuşma.
-Konuşacağım.Ve sen ailenin yanına döneceksin.
-Dönmek istemiyorum.
-Yok öyle.
-Banane.
-Bak Ece.Ben de senin gibiydim gençken.Ailem beni çok kısıtlıyor diye evden kaçtım.Kaç gece sokaklarda yattım.Parasız kaldım.Hırsızlık yaptım.Hapse girdim.
-Gerçekten mi?
-Evet.Evden kaçmanın cezasını ömür boyu çektim.Senin de benim durumuma düşmeni istemiyorum.
-Ama...
-Aması yok Ece.
-Peki.
Ece sonunda razı olmuştu eve dönmeye.Emre'ye annesinin telefon numarasını verdi.Emre annesine Ece'nin yanında olduğunu gelmeleri gerektiğini söyledi.1 saat geçmeden geldiler. Emre kapıyı açınca çığlıklar havada uçuştu.
-Emre...
-İnanamıyorum sen misin gerçekten?
-Evet benim anne.
Sarıldılar.10 yıldır görüşmüyorlardı.Çok özlemişlerdi birbirlerini.
Babası da şaşkınlıkla Emre'ye bakıyordu.Emre babasının elini öptü.
-Özür dilerim baba.Bir gençlik hatası yaptım.Çok pişmanım.
-Keşke böyle olmasaydı oğlum.
-Keşke baba.
Nasıl bir özlemdi bu böyle.10 yıldır ailenden uzak kalmak.Çok kötü bir şeydi.Neyse ki kavuşmuşlardı artık.
Sarılma faslı bitti.Ece'nin yanına gittiler.Ece sesleri duymuştu.Ama neler olduğunu anlamamıştı.
-Neler oluyor burada?
-Emre senin abin kızım.
-Şaka mı bu?
-Hayır gerçeğin ta kendisi.
Ece bir süre şaşkın şaşkın bakındı.Ve sonra Emre'ye sarıldı.
-Abi...
İnanılmaz bir şeydi bu.Abin böyle bir günde karşına çıkıyor.Hayatını kurtarıyor.Gerçekten şaşırtıcı.
Emre konusu kapandı ve asıl konuya dönüldü.
-Neredesin kızım sen?
-Özür dilerim anne.
-Bana herşeyi anlat.
Emre Ece'nin anlatamacağını biliyordu.Herşeyi kendisi anlattı.Ece'nin bir suçu olmadığını ona kızmamalarını söyledi.
Annesi duydukları karşısında şok olmuştu.
-Allah belasını versin.
Babası ise adamın yaptıklarının yanına kalmasını istemiyordu.
-Şikayetçi olacağız.Sürüm sürüm sürünecek.Nasıl bir tip olduğunu hatırlıyor musun?
-Evet baba.Hatırlıyorum.
-Bu iyi işte görecek gününü.

Adamdan şikayetçi oldular.Ve adam hapse girdi.Ece hayatı boyunca bunun acısını çekti.Ama gene de ucuz yırtmıştı.Bir daha ailesinin sözünü dinlememezlik yapmadı.Dersini almıştı.

Ama eğer Emre olmasaydı herşey çok farklı olacaktı.Ece o adamın elinden kurtulamayacaktı.Belki de onu başkalarına satacaktı.Hadi kurtuldu diyelim ailesinin yanına asla dönmeyecekti.Ve kim bilir ne hallere düşecekti?

Nasıl bir şeydir ki hayatını kurtaran da abisi çıktı.Hani derler ya her işte bir hayır var diye böyle bir şeyde bile hayır olabiliyor.

Çok ilginç bir tesadüf.Hayat işte.Hiç beklemediğiniz anda hiç beklemediğiniz şeyler olabiliyor.

Hayat kötülükler dolu olsa bile bizi kurtaracak bir çıkış kapısı mutlaka vardır.Asla umudu kesmemek gerek.Mutluluk biraz geç olsa da mutlaka çalacak kapımızı.

11 Ağustos 2012 10-11 dakika 3 öyküsü var.
Yorumlar