Tilki
Esef dolu tebessümüme kapımın menteşelerini yağlarken rastlıyorum. Çınar ağacı yeni yerleşkemin karşısında, dallarına havayı nasılda asmış.
Akşam düşer oldu kasabaya, yan komşu evin kümesi hareketli, yaşlı adam tüm avazını yırtmakta,
' Şerefsiz Tilki anas ......'
Tüm köy toplandı, düşüldü Tikinin peşine, balkonumda çayım kan kırmızı kepazeliği izlemekteyim. Köpekler, adamlar Tilki ile dönüşümlü önümden geçiyorlar. Küfürler havada uçuşmakta. Lortların av partisini andırıyor yaşananlar.
Yamaçta gördüğüm yorgun, bitkin Tilkinin teslim olmaya niyeti olmadığı ortada.
''Avradını s....Tilki bak bir daha kümese yaklaşsın, bu korku ona yeter' dedi ihtiyar.
Gerçekten korkunç bir geceydi, ellerde lambalarla kocaman adamlar, besili köpekleriyle zavallı Tilkinin peşinde saatlerce dolandılar. Bir hafta sonra ihtiyarı evinin bahçesine yaptığı kamelyada rastladım,
' Emice ne oldu Tilki uğradı mı kümese tekrar'
' Gel çay iç, Emine hanım çayımızı tazele' bu ne keyif hayret edici.
İhtiyar çayını keyifle yudumlarken başladı kahkaha atmaya,
'Ulan Tilki sen dön bir daha gel kümese, bu nasıl bir hayvan ölümden döndü tekrar aynı kümese geldi. Ben pencereden bunu izliyorum. Kümese ayaklarını dayadı kilidi düşüremiyor şerefsiz. Kümese kilit taktım bunun haberi yok.
Bir saat kümese vurdu durdu sonra kafasını yukarı kaldırdı göz göze geldik, güldüm ona, elimi yukarı kaldırdım anahtarı bendedür dedim.
Söyleyecek söz bulamadım bu nasıl iş. İhtiyar ''Dinsizin hakkından imansız gelirmiş, kız Emine demliği getir demliği'