Tokat
Şehrin birinde küçük bir kız çocuğu yaşardı. Çok güzel bir yüzü en az yüzü kadar güzel de bir kalbi vardı. henüz ikinci sınftaydı. Sınıfın çalışkanlar sırasında oturuyordu. Öğrencilerinden üstün başarılar bekleyen, çalışkan bir de öğretmeni vardı. Öğrencilerine her gün çok ödev verir onları bunaltırdı. Bizim kızımız gecelere kadar oturur ödevlerini yapardı. gözlerinden yaş gelir yine de bitirmeden yatmazdı.
Öğretmen bu küçük kızı çok sever evlerine misafirliğe giderdi. Süreklide ailesine onu çok sevdiğini söylerdi. Bizim kızın öğretminine sevgisi varmıydı? Yada ona karşı duyduğu korkudan onu sevmeye fırsatı olmazmıydı, bunu o da bilmiyordu.
Öğretmen hergün ödevlere bakar, yapmayana tokat atardı. Birgün yine ödevlere baktı fakat bu sefer tokat atmadı. Bugün başka bir yöntem uygulayacaktı. Yapanlarla yapmayanlar yarı yarıyaydı. Yapanlar yapmayanlara tokat atacaktı. Bizim kıza bir erkek arkadaşı çıktı. Öğretmenine rica etti vuramayacaktı.
Öğretmen:''hemen emrimi uygula'' diyerek kızımıza bağırdı.
Mecbur arkadaşına vuracaktı. Karar verdi bunu hafif yapacaktı, öylede yaptı. O anda yüzünde öğretmeni tarafından bir tokat patladı. Kızımızın yüzü tokattan, gözleri ağlamaktan kızardı. Yüreğide hem yediği en fazlada attığı tokattan ağlamaktaydı.
O gün, okul çıkışında, tokat attığı arkadaşını öğle yemeyine davet etti. Arkadaşı:''Tamam gelirim ama önce dedemden izin almalıyım.'' Dedi. beraber arkadaşının evine gittiler. Kocaman eski bir kapının önünde durdular. Kapı açıldı, karşılarına karanlık bir hôl çıktı. İçerde tahta bir sandalye, masa, yukarı çıkan bir merdiven ve merdivende de duran bir dede. Gülümseyerek bakan dede istenen izni verdi. Beraberce kızımızın evine gidildi. Güzel bir öğle yemeyi yenildi. Arkadaşını uğurlayan kızımız bir türlü kalbindeki sıkıntıyı uğurlayamadı. Annesine arkadaşını anlattı.Yoksuldu, annesi babası yoktu.
Annesi kızımıza, arkadaşına vermesi için defter, kalem (vs.) verdi. Ertesi gün annesinin verdiklerini mutlulukla arkadaşına götürdü.. Arkadaşı teşekkür etti. Şimdi kalbi daha sakindi. Ama bu öğretmeni terketmeliydi. Ertesi döneme anneye bir bahane buldurtup, kendini aşağıdaki okula yazdırttı. Ayrılırken okulundan öğretmen ağladı, sarıldı, bırakmadı, öğrencisine doyamadı.
Kızımız okuldan ayrılırken kendini mutlu ve hafif hissetti.Bu okul annesi işe giderken kendine bakan anneanneye yakındı ama diğeride çok uzak değildi.
Birkaç ay sonra anne ve babanın tayini başka bir şehre çıktı. Bizim kız başka bir şehirde büyüdü, genç kız oldu. Her sene anneannesini ziyarete gitti. Bir gün lise çağlarında anneannesinin sokağında, tokat attığı o arkadaşıyla karşılaştı. Artık o küçük bir çocuk değil, genç bir delikanlıydı. Saçları sıfır kesilmiş, o bakışlar yine masumdu.Elinde mısır kovası, belli kaynamış mısır satıyordu. Gözgöze geldiler, bizim kız başını çevirdi. Tanıdığını belli etmedi. Utandırmamaktı amacı. Ama keşke konuşsaydı. Bu onu ilk ve son görüşü oldu. Birkaç yıl sonra anneanneside artık yoktu. Uzun yıllar geçti aradan. Ama bu olay hiç çıkmadı aklından.
Büyük ihtimal küçük kızın siz olduğunuzu düşünüyorum. Keşke her insan bu şekilde davranabilse. ama o zaman da bu kişiliğe ait insanların değerini bilemezdik. her şeyin zıttı olacak bence. çok basit gibi görünen ama çok derin duygularda hissedilen bir hikaye.
Hayat insanlara biçilmiş öyle bir zor oyun ki istesen de istemesen de bu oyunu oynamak zorunda kalıyoruz.Geriye dönüp baktığımızda hangi tokat ın ne kadar iz bıraktığını düşünsek de unutmayı yeğliyoruz.Keşke bu hikayedeki kadar masum olsa atılan tokatlar.Emeğinize ve yüreğinize bin sağlık sayın şair.Sonsuz saygı ve sevgilerimle Duru.....