Toprak Çekiyor
İhtiyarlar, çocuklar gibi hem aksi olurlar hem asabi ancak çocuklar ile anlaşmak biraz kolayken ihtiyarlar ile anlaşmak epey zordur.İki sakız,bir şeker,üç balon çocukların mutlu olmasına yeter de artar bile.Ayrıca uçurtmaya,laptopa,bisiklete,dondurmaya,ayakkabıya ve parkta oynamaya hiçbir çocuk "hayır"demez.
Yaşlandıkça insanlar hem yalnızlaşır hem inatlaşırmış.Oğlu,Veysel amcayı ikna edebilmek için kılı kırk yarıyor.
-Baba,köye gitme vaktimi şimdi,hele bahar bir gelsin her yer bir ısınsın..
-Benim evim sıcak olur hem alışkınım ben soğuğa.
-Her ay kontrollerin var baba,doktorun dediklerini kendi kulaklarınla duydun.
-Doktormuş,kitaptan okuyup okuyup "şunu yeme,bunu yeme"diyor,bu yaşa kadar herşeyi yedim,ölseydim çoktan ölürdüm.
-Yemeğini yapabilecek misin?
-Yaparım tabi.
-Pazar ihtiyaçların ne olacak?
-Veririm parasını komşunun oğluna,o halleder.
-Bizler burdayken neden el aleme yük olacaksın baba, ne derler bize?
-Ne derlerse desinler,ben kendimi idare ederim.
-Yediğin önünde yemediğin ardında baba,bak,gelinin sıcak sudan soğuk suya elini sokturmuyor,şurada iki ay daha sabretsen.
Ne kadar dil dökse de fayda vermiyordu Veysel amcaya,kafasına koymuştu bir kere;dünyalar dolusu altın da versin gözünde yok,köyüne gidecek.
-Ağrıların var mı peki?
-Olmaz olur mu,dizlerim hem ağrıyor hem çok üşüyor.
İçinden;
"Anladım baba,diyordu seni toprak çekiyor."