Tozlu Yüreğim
Şan, şöhret, makam hırsı, hepsi annemde vardı. Üniversitede başarılı profesördü. Araştırmaları işinde başarıyla yükselmesini sağladı. Annemin unuttuğu bir şey vardı oda ezelden hırsına yenik düşmüştü. Önce ailemiz dağıldı. Bir köşede sevgisiz kalakalmıştım. Annemin içindeki hırs beni kinlendiriyor her gün biraz daha canavarlaştırıyordu. Hep erteliyor hep erteliyordu. Ertelediği yıllar 20 yıl olmuştu.
Oysa ben anne şefkati merhameti istiyordum. O başka yerde bulunmayan sevginin kucağına başımı yaslamak istiyordum. Babamdan ayrı yaşıyordum. Her şeye sahiptim, aile ve mutluluğumuz hariç.
Bir gün annemden aldığım olumsuz elektrik beni çarpmıştı. Nasıl olmuş ne olmuştu anlamadım. Kendimi demir parmaklıklar arkasında bulu vermiştim. Anneme kıymışdım. Utanıyordum kendimden. İnsanların bakışları beni her defasında yaralıyordu.
Düştüğüm o kuyuya, o gözler taş olup yağıyordu sanki. Her defasında biraz daha ölüyor biraz daha zifre boyanıyordum. Sevgisizlik ilgisizlik beni canavarlaştırmıştı.
Hiç bir şey hatırlamıyordum. Ruhum ızdırap içinde idi. O gözlerin içinde hergün idam ediliyordum. Bir gün bir raf üzerinde tozlu bir kitap buldum tozunu aldım bir solukta kitabı okudum mana aleminde bulduğum huzur beni kendime getirmiştiği. Demir parmaklar değil hapis olduğum oysa ruhumdu. Annem yoktu onun yokluğu, beni mana almiyle buluşturdu. Keşke bunları annem öğretseydi, şimdi yanımda olurdu belki.
Hayattan bir kesit.Gerçek olmuş bir olayı hikayeleştirdim herkezin bildiği bu olayın sonunda o kızın duyduyguları bunlar.