Üçüncü Sayfalar
(Yazdığım bu öykü bir kurgudur. Şehrin en ücra köşelerine terk edilmiş sokak çocukları... Onların da bir hayatı var. Yaşadıkları şeyleri, yaşamaya mecbur kaldıkları şeyleri çok iyi biliyorum. Sizin de bilmenizi istedim. )
Geçenlerde bir sokak çocuğuna rastladım. Trafik lambalarında karşılaşmıştık. Cam silerek kazanmaya çalıştığı bir kaç kuruşla karnını doyuracakmış...
Ayakları çıplak, gözleri umutsuzluğa bakıyordu. Karnı aç, bakışları mutsuzluğa çalıyordu. Yalnızlığa mahkum o küçük dünyasında büyük bir insanı oynuyordu. O küçücük elleriyle, kocaman camları silerek oyun çağında para kazanmaya çalışıyordu. Arabaya aldım ve bir lokantaya gittik. Doyur karnını dedim. Bir yandan da neden bu durumda olduğunu merak ediyordum. Anlat dedim.
Kimsin?
Kocaman arabaların arasında işin ne?
Annen nerede?
Baban nerede? diye sordum. Gözleri doldu. Üçüncü sayfa abi dedi. Ben annemle babamı bir gazetenin üçüncü sayfasında tanıdım. Ben küçükken ölmüşler. Bir trafik kazası dedi. Sabahları beni okula götüren, çıkışta ise gözlerimin aradığı annem öldü abi dedi. Yanında da akşam işten geldiğinde benim aslan oğlum nerede diye soran babam da vardı. Ben kendimi sokaklarda tanıdım abi dedi. Beni kabul eden, kucak açan sokakların kollarına bıraktım kendimi. Yaşamadım, yaşamıyorum, yaşamayacağım dedi. Hayat beni olmayan ayakkabılarımın bağcıklarıyla astı abi. Boğdu beni, öldürdü dedi. Her gece kapattığımda gözlerimi yalnızlığa, bir umutla uyanıyorum sabahlara. Olmuyor işte abi ne annem ne de babam yanımda. Bir sıcak öpücük bekliyorum sabahları. İçimi yakarcasına. Çok şey mi istiyorum abi diye sordu. Cevap veremedim. Ne söylersem söyleyeyim yetersiz kalırdı. Ben susunca o devam etti. Peki abi insanlar neden bana kötü kötü bakıyorlar diye sordu. Hiç mi acımazlar bana, ben titrerken köprü altlarında dedi. Yine cevap veremedim. O kadar masumdu ki, sözleri çok acıttı içimi. Nerede kalıyorsun diye sordum. Ben bu şehirdeki bütün köprü altlarını bilirim abi, yetim hayallerimle beraber oralarda kalırım dedi. Kışları hiç sevmem, hasta oluyorum. Sabah uyandığımda güneş olsun diye uyurken hep dua ederim abi dedi. Biraz olsun ısınırım, ısınırım da gözyaşlarım donmadan biraz daha ağlarım diye... Sadece ben değilim abi, benim gibi kaç tane böyle çocuk var dedi. Benim arkadaşlarımda onlar dedi. Sahi abi senin arkadaşın var mı diye sordu. Eğer yoksa biz oluruz, biz kimseyi yalnız bırakmayız dedi. Sadece gülümsedim bu gözleri parlayan çocuğa. O kısacık ömründe o kadar çok şey yaşamış ki anlatmakla bitiremedi ve devam etti. Nerede bir kötülük olsa bizden bilirler abi, biz gerçek dünyanın yalan insanlarıyız dedi. Biraz durakladı. Yeter be abi, seni daha fazla sıkmayayım dedi.
Elini cebine atıp bir kaç bozuk para çıkardı. Gözlerimin içine bakarak benden bu kadar abi, üstüne de biraz dayak yerim dedi. Nasılsa onlar dövmeye, ben ise dövülmeye alışkınım. Hadi artık iş bekler ben gideyim dedi. Giderken son cümleleri içimi çok acıttı;
''Üçüncü sayfaları takip et abi, bir gün beni görürsün belki''...
Kurgusal bir gerçek yaşam kesiti olmuş kardeşim.. Çok beğendim ve içimide sızlattı.. Keşke gücümüz yetse ve yoksullara,kimsesizlere yardım edebilsek..
Nicelerine..
aferim aferim izimden gitmeye devam et hahaaha :😆😆