Üşüyorum
Bu yeni yılın ilk gününde böylesine acıklı bir hikayeyi yazmayı inanın hiç istemezdim ama ne yaparsınız,kısmet işte.
İşe gitmek için bugün durakta beklerken yaşlı bir teyze geldi yanımıza,maskesini takmış,elinde baston,çiçekli şalvarıyla,önce dolmuşun geçip geçmediğini sordu sonra yanımıza oturdu usulca.Kısa bir sohbetti ama anlamlıydı,çok çektiği bellliydi, karşıdaki binayı gösterip:
-Şuranın sahibine de kalmadı bu dünya,dedi.
-Dolmuş eskiden on beş dakika da bir geçerdi şimdilerde yarım saatte zor geçiyor,galiba onlar da zam yapacak,dedi.
-Üşüyorum,dedi,insan bu havada üşür mü,üstündeki montu göstererek.
-Üretim olacak,dedi,üretim,şimdiki marketler hastalık satıyor.
-Etin kilosu iki yüz lira olmuş,nasıl alıp da yiyeceğiz,dedi.
-Evli olsanız daha zor oğlum,dedi,ev kirası,çocuğun bezi,maması...
-Ben de yirmi yıl otellerde çalışmıştım.
Bu teyzenin söyledikleri benim yüreğimi dağladı oysa hiçbir şey de sormamıştık eğer arabam olsaydı işe geç gider o teyzeyi hastaneye götürürdüm.
Yeni yıldan herkesin hemem hemen beklentisi şudur:Sağlık,mutluluk, barış ve başarı.
O teyzenin sadece bedeni üşüyordu ama benim hayallerim üşüyor,planlarım üşüyor,fikirlerim üşüyor...