Uyan Oğlum Uyan
Yine bir gün imza günündeyiz. Herhangi bir meşhur otelin lobisindeyiz, laflıyoruz oradan buradan. Genç ve alımlı bir genç kız geliyor tam karşıdan. Gözlerimin içine bakıyor derin bir içtenlikle. Bir yerden tanıdığımı düşünmeden edemedim çünkü direk bana odaklanmış yaklaşıyor. Düşünün yani, sağ yanımda Necip, sol yanımda Arif, hanımefendinin geldiği yanda da Nazım var ve ben kızarmaya bozarmaya başladım.
Necip dedi, ne oluyor oğlum rengin attı, yok bir şey babalık dedim. Arif boş duru mu, var bir şey, varsa, söyle hepimiz bilelim diyerek gülümsedi, ona da yok bir şey dedim. Nazım dizime dokundu, yahu iyi değilsin sen, olmazsa, imzadan önce çık biraz istirahat et, dedi. Ona da yok bir şey, iyiyim ben dedim.
Elbette gözlerim ve aklım yaklaşmakta olan genç kızda. O yaklaştıkça ben rahatsız oluyorum ve renkten renge giriyorum. Bu kadar ağır adamların yanında, bir rezillik çıkarırsa vallahi yaşayamam!
Düşünsenize, düşeceğim durumu, yok, durumunda da değilim de, bu adamlar var ya, adamı bozuk para gibi harcarlar!
Öyle sosyal medya filan kullanmıyorlar ama ya birkaç satır karalayıp atarlarsa ortalığa aman Allah’ım, kurtulmak ne mümkün.
Korktuğum başıma geldi, kız onlarca masayı geçerek geldi tam karşıma durdu, hala gözlerime bakıyor ve tek kelam etmiyor. Nazım’a baktım hiç umursamıyor, Arif desen aynı, Necip farkında değil daha olayın. Tabi ben saydırıyorum içimden, hay ben böyle işin içine elma soyayım! Küfür edemiyorum, ne yapayım!
Kız karşımda bana bakıyor ve sessizliğine devam ediyor. Gözlerine daha dikkatli bakınca anladım, her ikisine de birer yıldız saklanmış. Ela desem değil, yeşile daha bir yakın. Necip dedim, görmüyor musun? Neyi dedi? Allah Allah!
Arif peki ya sen? Neyi? Yahu neler oluyor? Nazım diye bağırdım, Nazım!
Annem sarılmış omuzlarıma sallıyor beni, uyan oğlum, uyan!
1989 / İzmir
Biraz güncelleme yapılmıştır...
:)) ..... çok güzeldi.Finalin çok farklı olacağını düşünürken ...
Puslu bir akşam vakti okuduğum en güzel öyküydü...
Teşekkürler ve tebrikler.