Varmısın
Var mısın? Dedi.
Varım!.. Dedi.
Yıllar önce yola beraber ilk adım attıklarında, içten ve birbirlerine söylemeden ?varım' diyerekten ikisi yola koyulmuştu.Ardı arkası gelen başarılar hayatlarını ayırmıştı. Hayatı her zaman başarıyla taçlandırmak mümkünde değildi.
Yıllar sonra hayat sanki tersine dönmüş,yola bir daha beraber koyulmaları teklifi küçük kardeşten gelmişti. Büyük abinin, eski günlerin hatırına gözleri parlıyordu.
Biraz yüzündeki çizgiler belirginleşmiş, saçları sağdan ve soldan az döküldüğü için alnı geniş görünüyordu.Yaşı olduğundan da fazla görünüyordu.Gençken tamamen kızıl olan sakalından çok az kızıllığını yitirmemiş uzun sakalları yüzünde uzamıştı. Tımarhaneden kaçmış bir deliyi veya sokakta dolaşan uzun ak sakallı delileri daha çok andırıyordu.
Kendisine yaptıkları yarım kalmış işleri bitirme teklifi getiren kardeşine baktı.Yüzü donmuş gibiydi.Kendi bile bir işe yarayamayacağına inanalı yıllar geçmişti.Daha doğrusu hatırlamıyordu ipin ucu dediği-hayatın ucunu-kaçırdığı zamanı.Bu hayat,bu insanlar için bir şey yapacağım dediği eski inançlarını taşıdığı anı.
Yinede heyecanlandırmıştı ,kardeşinin kendisini varlığını ve gerekliliğini hissettiren cümleleri. Ne de olsa bu kez hayatının başarılarını ve en güzel anlarını yaşadığı sadece kardeşim dediği birisi ona teklif etmiyordu hayata beraber asımlıyı. Hep içinde ?benim gözüm diye' büyüttüğü birisiydi de aynı zamanda.
Ne çok işi beraber, daha önce, başarmışlardı. Bir anlık tüm hayatını güzünün önünden geçirdi. otuzyedi yaş, hayata tekrar yeniden başlamak için her şeyi gözden geçirmek için baya geç kalmış bir yaştı. Ama kardeşine yok diyemezdi. Anlık ağzından çıkan ?varım' kelimesini defalarca aklından geçirdi. Umudu yoktu yarından ama olsun, kardeşine yokum diyemezdi.
Gece odasına çekildiğinde yatağının karşısında sıralı ve yıllardır elini sürmediği kitaplarına defalarca baktı.Gençliğinde defalarca okul köşelerinde beraber dost olduğu kitaplarını da özlemişti.Nasıl olsa onlar hiçbir zaman onu kıracak bir tek söz söylemişlerdi.onlar sayesinde dünyanın çok yerinde dolaşmış ve tanımadığı insanlarla dost olmuştu.Tanımadığı insanlar için içinde ne hayaller kurmuştu.Belki de şimdi o insanların hiç biri yoktu.Aklında bir an şunu geçirdi:
-Bu hayatımın en durağan süresince hiç birisi beni sormadı. Demek ki onlarda hayattan beni gibi umutlarını kesmişler. Nerden çıktı yıllardır içimde gözüm gibi büyüttüğüm kardeşim,bana yitirdiğim her şeyi yeni baştan onarabileceğimi söylüyor. Her şey yerli yerinde ne güzel bir heykel gibi-bir sanat eseri gibi-uyuyorken,nerden çıktı tam tamına yirmi yıl sonra,her şeyi uyandırma fikri?Hayatına yepyeni bir yön verme fikri?
Kısa bir süre sonra yalnızlığını hep okuduğu duvarlara güneş doğacaktı.
?Varım' kelimesiyle yatağına uzanmıştı.Lakin gece boyunca defalarca uykusunda uyanıp defalarca ?Varım' kelimesi uykusunu böldü ve soğuk terler içinde her defasında uyandı.
Varım!..
Ama nasıl?Kendine diyemeden edemedi.