Vazgeçmemek

Vazgeçmemek

Bizim okulun karşısında İbrahim ağabeyin ufak da olsa bahçesi vardı. Daha bu sene ne emekler edip oraya marul, lahana, domates, biber, fasulye dikmişti. Etrafını güzel bir tellerle bağlayıp çevirmişti. Her ihtimale karşı tavuk , kaz, horoz gelir diye önlemini kendi çapında alıyordu. Her halinden bu işe çok hevesli olduğu belliydi. Ona bir gün :

- İbrahim ağabey, emekli adamsın. Bak çocukları okutup evlendirdin. Buraya bahçe yapacağına, köye gitsen de orda yapsan olmaz mı ?Madem bu kadar seviyorsun toprak işini. Daha seni bu İstanbul'a bağlayacak ne kaldı ?

Aaah aah çekti önce bir derinden, sonra :

- Doğru söylüyorsun Enes. Fakat köyde evin olmalı ilk önce. Bizim keratalar da yanaşmıyor ev yapmaya. Onlar gelmezse ben ev yapmışım kime Enes kardeş.

Belli ki İbrahim ağabey dertliydi. 

Yine bir gün İbrahim ağabeyin canı çok sıkılmıştı. Bahçeye öyle bir mahzun bakışı vardı ki sormayın. Okulun kapısını kapatıp eve doğru giderken gözlerim onun o öylece duruşuna takıldı.

- Neyin var hayrola İbrahim ağabey ?

-Baksana şu hale. Yine haylaz, yaramaz çocuklar bahçeye ne hale getirmiş. Ne var ne yok bütün fidanları söküp atmışlar. Ne istediniz yahu bir karış bahçeden ? Üstelik ne çabalarla yetiştirmiştim bitkileri.

Gerçekten baktım ki bahçe mahvolmuş. Tavuklar girse bu kadar hasar yapmazlardı dedim kendi içimden.

- Ne desen haklısın İbrahim ağabey. Bunlar belli başlı birer serseri olmuşlar. Bizim okulun da baş belaları. Muhakkak tahmin ettiğim o çocuklardır. Ana baba terbiyesi görmemişler ki.

Anlayacağınız nerde güzel bir şeyler varsa orayı çirkinleştirene kadar uğraşan bir takım akılsız çocuklar var. İbrahim ağabeyin tüm hevesi gitti şimdi. Sevinci, mutluluğu felan kalmadı. Geçenlerde yine gördüm, bahçeyi onarıyordu. Vazgeçmemiş azminden. İkindi namazından camiden gelip kürek elinde öylece bahçede çalışıyordu.


22 Ağustos 2022 1-2 dakika 93 öyküsü var.
Beğenenler (3)
Yorumlar