Ve Gençler

İnternet ortamında ve gerçek hayatta divane gezen, kimi siteler de form bölümüne yazı yazan, kanı damarlarında şimşek gibi çakan, eli duluğunda mazisini arayan genç:
Sırtı geçmişine dönük, umudu sönük, Mazisine dargın, geleceği kararmış gençlik: bu yazım sizedir, siz derken bizedir. Bir olmazdan medet umanlara, umarken bazı şeylere gözlerini yumanlara, büyük baş hayvanlara, itibarsız makamı sallayanlara, kaypaklara, yanlış adreslerde enerji depolayanlara, hem yalakalara hemde diplomat kafalılara, yekününden haykırın bu ekşimiş suratlılara gençler.
Kula kulluk edenler, sahte bir düzenden medet dilenenler, bin bir makamdan name döküyor gençler.
"Adamın adamı yok, bunu kafana sok" diyen karnı tok fikri yok`lar, senin üzerinden hesap çiziyor gençler.
Ruhunuza aradığınız serinlik, sizin çelikleşmiş iradenizde saklı ey gençler!.

Genç: gençlik ruhuyla sever. Yaşlılıkta yadını edeceğin vakitler var.
Zaman olur denizlerin diplerindeki maviliğe benzer, bazen kuşları, böcekleri çıldırtan, baharın mujdecisi yeşillik olur ve bazen zifiri bir karanlığın derinliklerinde ışık olur sevdigin bir kızın gözleri.
SEV!
O tutkunu olduğun bir çift gözde füsun ararsın, saçlarında hasret. Nefsinin oyuncağı olur, dilenirsin ondan medet. Sendeki bu şevk seni aşkın dilencisi yapar bazen. Ve her şevk'in altında şeytani bir şehvet yatar sonunda
SEV! Çırpınmadan sev.
Diline doladığını gönlüne havale et. Agzının söylediğini kalbin tasdik etsin. Yani (?)
Allah için sev.
Neden telaştasın? Bulunur elbet özlemini çektiğin bir yar. Vakit dolar nefsinde,doyarsın.
Genç düşün hele seni var edeni. Sen bu yeryüzünde niçin varsın?

Sevmek güzel şey ve sevilmek. Ne gece gözlü bir kızın, nede gece parlayan bir yıldızın ruhunda teselli bulamazsın. Ararsın: hemde yıllarca ararsın.
Yaradanın verdiği verecegi azami altmış, yetmiş yıla hükmedersin.
Sarıl şimdiden Allah'ın ipine.
Çünkü ihtiyacın var. Ona ihtiyarlıkta çok şükredersin.

Gençlik: akıbeti belirsiz bir rüzgara benzer.
Savrulanmı savuranmı olmak istersin?

Bilirim tepelerden savrulup yerler de gezen bir neslin çocuklarısın.
Yerler de gezerken, tepelere asla çıkamamışların saldırısına uğrar da kendi kendini yersin.
Bir dönem ecdadının gezdiği, tarih yazdığı tepeleri merak ettinmi hiç?
Tepeleri bir bilen var. Dönüp bir bak geriye, Türk'ün şerefli tarihine.
Öz bir ateştir: senden bir çıngı bekler. Alevlenmek; yeniden zirvelere tırmanmak için.
Oyunla oynaşta olma vakti değildir, bu heba ettiğin altın yılların.

Ne rüzgarın savurduğu, ne kızgın güneşin kavurduğu, nede hırsızın doyurduğu, kuru bir kelle, arsız bir mide olmak sana yakışmaz.
Kelam o ki seni gerçek saadete götürecek en mukaddes bahtiyarlık, ana kucagı kadar sıcak, sevgilerin en yücesi VATAN`dır.
SEV!
Özlemini çektiğin duyguyla sev.
SEV!
Celişkisiz büyük arzuyla sev.
Her sevmelerin ardından bir boşluk gördüğünde, sana sen oldugunu hatırlatacak bir maneviyat bul.
Aslında... yani hattı-zatın`da içinde saklı iradeni karakterin yap. Ve şeref bilip onu başına taç diye tak. Yani senden istenen üc şey var.
Öz`ü bul!
Vatanı sev!
Ve layık olduğun tepelere çık.
Zurnacılar bazen zeybek çalarlar. Bazen başka telden. Her sofraya kaşık sallanmaz, her muziğe de oynanmaz bilirsin.
Yıldırım gibi çakmak, tufan gibi esmek, gök gibi gürlemek senin elinde. Tepeler öksüz ve özlemde seni.
Nice hayal bilinenleri gerçeğe dönüştüren ecdadını hatırla.
Ve dinle.
Ey Türk gençliği Titre ve kendine dön. Zira bütün umutlar sendedir. Eskisi gibi sert, mazideki gibi mert olacaksın.
Mevlam Türk'ü seninle yüceltsin.

14 Nisan 2009 3-4 dakika 5 öyküsü var.
Yorumlar