yanlız adam serdar(1)

aylardan eylüldü, yaz ile sonbaharın kesiştiği son günlerden biri..ne canı dışarda gezmek istiyor serdarın nede evde durmayı..herzaman ki yaptığı herşeyden sıkılmış sıkıldıkça bir sigaradan sonra hayat daha iyi görünüyor diyerek kendini rahatlatıyordu.iki katlı bahçeli etrafında birkaç ağaç bulunan şirin bir evde yaşıyordu.camdan dışarı doğru bakarken iki kumrunun ağız ağıza verip yanyana duruşlarını gördü.onlar uçup gidene kadar seyretti.gökyüzüne takılı kalmıştı serdarın gözleri,boynunu eğdi bir sağa bir sola baktı buğulu gözlerini silerek biranda kendini caddenin sokaklarında buldu.sanki etrafında hiçkimseler yokmuşcasına bayıraşağı inen caddeden koşar adımlarla, tek eli cebinde diğer eli ağzına götürdüğü sigarasında yürüyordu.hergün o bayrıdan inmesine rağmen o gün bir çırpıda nasıl indiğine kendisi bile şaşırmıştı köşedeki üçgen parka geldiğinde.herzamanki oturduğu tek kanadı kırık olan banka oturdu yanında küçük çam ağacı olan..sırtını yaslayamıyodu, iki dirsegini dizlerine dayayıp başını ellerinin arasına aldı sıkı bir offff çekti. güneş bulutların arasına saklanıp tekrar çıkıyordu.başını kaldırdı gözü köşedeki çaybahçesine ilişti.usulca kalktı yerinden, herşey bir bardak sıcak çaydan sonra daha iyi görünür diyerek çaybahçesindeki kendi yerine oturdu.bugün ona hiç geçmeyecekmiş gibi geliyordu,içtiği çayların sayısını bile hatırlamıyordu, gün batmaya yüztutmuştu.etrafını seyrediyordu boyuna.. çift gezen aşık gençlere bakıyor, kol kola girmiş dede ile ninenin pazar alışverişinden dönerkenki yorgunluklarını gözlemliyor, imrenircesine bir off daha çekiip yumruğunu sıkıyordu.omuzuna bir el dokundu,dalmıştı serdar elindeki çaybardağını birden düşürüverdi.omuzuna dokunan el oranın garsonu ali _abi bi çay daha alırmısın demek için gelmişti.serdar ayaga kalktı yok dercesine kaşlarını kaldırıp alinin sırtını sıvazladı ve yoluna devametti..çarşı içinden geçerken dükkanlara boş gözlerle bakıp hızlı adımlarla yürüyordu.aklında gidecek yeri de yoktu oysa..gündelik yaşantısının bir parçası olan dürümcü fevzinin dükkanının önünden geçerken garsonu osman; abi yerin hazır diye seslendi.serdar,herşey bir dürümden sonra daha iyi görünür diyerek herzamanki yerine geçti.karnı doymuş, tokluk hissi onu dahada mutlu etmişti.kendini daha iyi hissediyordu..masadaki pembe beli ince kürdanlıktan ağzına bir kürdan alarak dışarı çıktı.yüzü gülümsüyordu yanından geçen küçük erkek çocuğunun başını okşadı ensesine doğru götürdü elini,yüzüne makas atıp aslanım dedi..çocuk serdarın gözlerine gülümseyerek baktı.karanlık çökmeye başlamıştı usul usul...şehrin sokak lamları tek tek yanmaya başlamıştı.hafifte rüzgar esiyordu.işlerinden dönen insanların ayaksesleri çogalmaya başlamıştı caddede.insanlar çoğaldıkça serdar daha sakin yerlerde olmak istiyordu.bir anda insanlar üstüne üstüne geliyomuş gibi hissedip kendini beyaz kepenkli demir kapıdan içeri doğru bıraktı...

28 Aralık 2008 3-4 dakika 4 öyküsü var.
Yorumlar