Yaralı serçe ve fazlı
Bir zamanlar bir serçe birde küçük bir çocuk varmış
Çocugun adı fazlı imiş fazlı bir ailenin tek çocuğu sevimli ve saygılı bir çocuk olarak çevresinde çok sevilen bir çocukmuş
Bir gün babası işe gider anneside işleri nedeniyle dışarı çıkar çıkarken fazlıya sıkı sıkı tembih eder
Sakın fazla uzaklara ayrılma der ve gider
Fazlı biraz oyun oynar canı sıkılır ve evlerinin az ilerisindeki parka gider parkta oynarken yerde çırpınan bir serçe görür koşarak yanına gider serçe biraz ürker va sıçramaya başlar
Fazlı son bir hamleyle serçeyi yakalar
ve onu alıp evin yolunu tutar serçenin kanadı kırılmış uçamıyordu hemen evden ilaç ve sargı bezi alır ve serçenin kanadını sarar
bir kaba su bir kabada yem kor ve sreçenin yemesini bekler serçe ürkektir bir türlü yemez
sonra fazlı bir kenara saklanır ve serçeyi izler serçe önce sagına soluna bakınıp yemi yer suyu içer
Ve daha sonra fazlının annesi gelir
ogluna sorar oglum nerden buldun bu serçeyi fazlı cevap verir parkta buldum yaralıydı aldım ve yarasını sarıp yem ve su verdim hemen serçeye bir yer yaparlar iyi olana kadar onu korumaları gerekirdi onun için hemen bir kafes alıp içine korlar
aradan bir kaç gün geçer ve serçe iyileşir artık özgür bırakma zamanı gelmişti
Fazlı önce annesine bizde kalsın salmayalım der
Annesi olmaz oglum serçeler kafeste yaşayamaz der ve salarlar serçe ilk önce agacın dalına uçar sonra uçup gider fazlı biraz üzülür çünki serçeyi çok sevmişti
Aradan birkaç saat geçer serçe baheye gelir ve ötmeye başlar fazlı hemen dışarı koşar ve bahçeye
bakar evet serçesi geri gelmişti hemen içeri gider ve yem alıp geri döner serçeye yemi verir ve onu izler artık hergün serçe gelir fazlı yemini verir onu izlerdi yani serçe kafeste degildi ama hergün bir dost gibi fazlıyla buluşurdu bundan dolayı fazlı mutluydu tabiki serçede