Yaramaz Çocuk
Hep de çocuğunun şımarıklığından şikayetçi olurdu,tatlı bir dille çağırdı önce:
-Gel yavrum,hava soğuk üşüteceksin, giy şu montunu!
Çocuk ise ne babasının seslenmesini duyuyor ne üşüdüğünün farkında, mahalledeki arkadaşlarıyla topun peşinden bir o yana bir bu yana koşturmakta.
-Şimdiki çocuklar böyle artık ana korkusu yok baba korkusu yok,hiç söz geçiremiyoruz,diye,sinirlenmeye başlıyor babası.
-Gel diyorum sana,giy montunu!
Hakaretler,küfürler savurmaya başıyor ama çocuğun umrunda değil,mutlu bir rekabetin tadını çıkarmakta.
-Bu golü ben atacağım, çekilin!
-Sen her çağıranın yanına gidiyor musun,diye soruyor diğer baba,sarfettiği o kötü sözler karşısında dayanamayarak.
-Olur mu,dedi, sert bir şekilde ben onun babasıyım,sözümü dinleyecek!
Eğitim düzeyi nedir bilmiyorum ama,önemli de değil çünki önemli olan insanlık ve hayatın insana kattıkları, hafifçe adamın omzuna dokunup şöyle dedi:
"Bırak sen onları,onlar masum ve günahsız;biz,bizi çağıranın yanına gidelim şimdi az sonra hepsi yorulup yığılır kalır merak etme.
Öğle ezanı okunmaktaydı...