Yazar Cinayetleri
Öldürmek bir haktır ve ancak bu hakkı kendinde görenler hak eder öldürmeyi. Akan teslimiyet kanı...'Hepsini mi verdin bana' diye sordun; (Sana yazıyorum; sen görmüyorsun) Sana yaşamımın en önemli şeylerini teslim ettim. Paldır küldür hem de yavaşça. İlişki ancak böyle bir anlam bulabilirdi...Soyut olsa da ölüm bir kollektivite olan çirkin devlet günlüklerine devretmişti. Ölmek haktı aslında ama tek başına karar verildiğinde.
Hey! herkes ölmez
Yazmakta öldürmektir. Kusmaktır kanındaki pıhtılığın gölgesini. Yazılan çizilen amaç değil ulaşmak amacıdır. Yaşayamamışlıklarından intikam almaktır. Şimdi içinde sen olanı veriyorum. Merak ediyorsan söyleyeyim; 'İyi bir drama seyircisini gördükten sonra alkışlanır'. Ben başlıkları attım; Yoksun ki, Hayır demek daha merak uyandırır, Elim özel olabilir, Bunu size bırakıyorum, Sevmenin yaşı yok; Aşkın A hali,Ciddi 2'leyenler....
Neymiş; Kendi yolunu kendin tekrar çizecekmişsin. Diyorum ki benim yoluma su basmış, kasvet bulutları oyunlar oynamış, sudaki kan gibi buğulanmış. Yeniden kalkabilmek kime ne getirecek. Bana giren koca bir patika; yan yolu yok, metrobüs çalışması hiç olmayacak, sol tarafımı yanaştırabileceğim bir liman bile yok. Kime anlatıyorum? 18:45 vapuru kaçacak. Karaköy'den değil Alsancak İskelesi'nden binersen şimdilerde ancak gelebilirsin...
Hım; öldürmek. 'Suçsuz ceza yoktur' hukuk ilkesinden bir daha yola çıkıyorum. Bu yol çok kestirme. İktidarsızlıktır yazmak, bir organının parodisidir, çaresizce yüzüne bakmaktır, batmaktır denizin ortasında kolluksuz ama dibi de görememektir.
İşte sen fark edersin; ellerin terler, yazmayı hala uzatırsın...
İşte ben fark edemem; tenin buz keser, gelemediğim yerde hala uzanırsın.
/Zeyzey
26.06.2010
Geri döndüğüm şehir