Yetim Yaşar'ın Oğlu Ali
Altmışlı yılların başıydı. Bir gün köyümüze bir cip geldi; içinden üç kişi indi. Doğru muhtarın evinin önüne gittiler. Muhtar gelenleri görünce heyecanlanarak sağa sola koşuşturmaya başladı. Belli ki gelenler önemli kişilerdi. Muhtar gelenlere 'hoş geldiniz' derken eşi de ağacın gölgesine evin en büyük yeni minderlerini seriyordu. Foterli olan misafir minderin üzerine oturup ayaklarını uzattı; foterini çıkarıp yanına koydu. Misafirlerden ikisi ise bağdaş kurarak oturdu. Meğer ayaklarını uzatıp oturan foterli bey Kaymakam, diğerleri İlköğretim Müdürü ve Tarım İlçe Müdürüymüş. İlköğretim Müdürü ve Tarım İlçe Müdürü daha önce köy muhtarından aldığı bilgiler doğrultusunda köye bir okul yapılması ve köy arazisinin sulanması için girişimlerde bulunmak üzere Kaymakam Bey'le birlikte gelmişler; ihtiyacı yerinde tespit edip gelecek yılki bütçeye dahil etmeye çalışacaklarmış.
Kaymakam Bey'in ziyaretinden sonra köyümüze okul yapıldı. Ali ile birlikte bizde bu okuldan mezun olduk. Ama ben okula devam edemedim. Ali ise parasız yatılı okulu kazanarak köyümüzden ayrıldı. Okul hayatını şehirde devam ettirdi. Ali yaz tatillerine köye gelir birlikte yine kuzu otlatırken, okulun yapıldığını ama Tarım İlçe Müdürünün yapmak istediği su kanallarının bir türlü yapılmadığı belirterek; mühendis olup, kanalları yapıp susuzluktan kurumuş olan bu toprakları suyla buluşturacağını söylerdi.
Yıllar yılı kovaladı. Ali okulu bitirip mühendis oldu ve DSİ' de ( Devlet Su İşleri) göreve başladı. Ama görev yeri kendi ili değil komşu ilde idi. Ali köyle ilişkisini hiç kesmedi yaz tatillerini yine köyünde geçiriyor. Suyun geçeceği yerlerin projelerini kafasında tasarlıyordu.
Ali nasıl yaptı bilmiyorum ama üç yıl sonra ilimize naklen atandı. Ali hayaline her geçen gün yaklaşıyordu. İlimizde göreve başladıktan iki yıl sonra kanalın yapımına başladı ve bir yıl gibi kısa sürede işi tamamlayarak susuzluktan çatlamış toprakları suyla buluşturdu.
Bu buluşmanın şerefine köyde tören düzenlendi. Ali törene emeği geçen arkadaşlarıyla birlikte geldi. .Köylüleri tarafından misafirlerin altına minderler serildi.
Muhtar 'Sizin ziyadesi ile hakkınız, minderlere şöyle güzelce uzanın ve suyun akışını seyredin'dedi. Ancak Ali köylülerinin yanında ayaklarını uzatıp oturmak yerine bağdaş kurup oturmayı tercih etti.
Ali'nin köye hizmetini ve edepli bir şekilde oturmasını iki ihtiyar aralarında şöyle değerlendiriyordu.
'Bizim Yetim Yaşar'ın oğlu Ali hem okudu hem de adam oldu. İnşallah köyümüzün diğer evlatları da Ali gibi hayırlı insanlar olurlar'.