Yılan Var

Mersin'in Aydıncık ilçesinde (Anamur'a yakın)
Yaz tatillerimi, genelde orda geçirmeye çaba sarfederim.
Bakir ve doğa ile başbaşa olduğum,küçük bir yer.
Kirlenmemiş çok güzel sahili ve deniz'i olan,kıyıları olta balıkcılığına
uygun ve balığın bol olduğu bir yer.Olta balıkcılığından zevk aldığim için,
orada olmaktan,büyük keyif alıyorum.
Yerli halkı seracılıkla geçimini saglar.
Belkide Türkiye'de en fazla seranın olduğu bölgedir.
Torosların hemen eteklerinde olduğu için,fazla düz araziye sahip,olmıyan bir
bölge konumunda.
Turizmden nasbini hiç almamış ve en ufak bir yatırımda yapılmamış,doga
güzelliğinden başka hiç bir albenisi olmayan bir ilçemiz.

1999 yılında burda,uzmanların söylediğine göre Dünyanın en büyük
mağrası bulundu.
Ama ne yazıktırki,hala turizm'e açılamadı.
Bu mağara deniz seviyesinin altında olmasına rağmen,içinde bir futbol
sahası büyüklüğünde ve 20.mt derinliğinde tatlı su gölü bulunmakta.

O muhteşem,sarkık ve dikikleri söylememe gerek bile yok.
Bir gün öğlen vakti evden,alışveriş için marketlerin o tarafa giderken,
kahvelerin bulundugu cadde de 1,5 metre uzunluğunda bir yılan gördüm.
Yılan sıcaktan ne yaptığını bilmez halde tam da bir kaç kahvenin olduğu yerde nereye
gideceğini şaşırmış bir vaziyette, bir o tarafa bir bu tarafa
hızlıca hareket ediyordu.

Kahvede oturan yerli halk'ta onu görmüştü.Yılan var diyen
Sandelyeyi attı,koşarak yandaki inşaat'ta gidip koca koca kalasları alıp geldiler.
Yılan çok hareketli idi.

İnsanlar bir türlü,indirdikleri kalas darbelerini tutturamıyorlardı.
Gülüşmelerin arasında sopalar heyacanla ve hızlı hızlı inip kalkamaya başladı.
İş resmen idaaya binmişti,yılanı kim öldürecek diye.
Kalabalık ve eli kalaslı kişi sayısı devamlı artıyordu.
Ortalık resmen savaş alanına döndü.
Kimin neye vurduğu belli değildi.
Herkes panikle yılana hamle üzerine hamle yapmaktaydılar.
Yanlız sopalar çok uzun olduğu için rahat hareket edemiyorlardı.

Herkes,yılana vurmak için, birbirini kollamak,zorunda kalıyordu.
En sonunda olan oldu, kalaslar karşılıklı olarak,birbirlerinin kafasını buldu.
Kalası yiyen başlıyordu küfürler etmeye ve hemen kalabalıktan,
kenara çekilip kıvranmaya.
Yılan hala tek bir darbe bile almamıştı.
Kafasına kalas gelenler sağa sola çekilmişler,elleri kafalarında kanlar
yere damlamaya çoktan başlamıştı.Yılanı bıraktılar,kendi dertlerine düştüler.
Zayıat çoktu.

Hemen arabalar çekildi.Yaralıları
doğru hastaneye..
Bir yılan,üç dört kişiyi hemde sokmadan hastanelik etmişti.
ve fırsattan istifade ederek ortadan kayboldu.
Kahvedekilerde katıla katıla yaralıların arkasından gülüyorlardı
Cengiz damar

20 Şubat 2009 2-3 dakika 67 öyküsü var.
Yorumlar