Yıldızları Küstüremem

Yıldızlara en çok seni anlattım aklıyor beyaz sayfalar şimdi...





Sevmelerin anlamını yıldızlara yüklediğim gecede nasılda çattı zaman
Yok yok bu saatten sonra karanlığı anlatamam hem dayanmaz yüreğim kendime bile bu denli yalancı olmuşken, zamana aldırmazken neler oluyor şimdi iki büklüm kırıyor vakit zaman/sızım akıyorsun gözlerimden...




Belki de asırlar olmuştu avuç dolusu ölü toprağı etmiştim gerçeği, çaresiz ellerimde öksüzlüğümü sarabildiğim kadar sarmıştım varken yokluğuna ve öyle vazgeçmiştim ki sarmadığın kollarından,
hücrelerimi közleyen hissedemediğim sıcaklığından...
Biliyor musun? Hasretinle içimde feryattın, isyanlarla kaç kez devrildim sana her sokuluşumda evet bugün derdim gün bugün; yıkılacak bu kahrolası duvarlar, eriyecek dağın buzları lanet olsun olmadı gün kavgam, sen kavgam oldun, içimde sevgisizliğin büyüdükçe taş oldum taş... Bilemezsin nasıl küstüm sana nasıl...

Anlatılacak gibi değil ki; yoktun neden ?..


Var say sevginden yoksun olmak kepazelikti, rezillikti düpedüz sokakta kalmış kedinin yön belirsizliğiydi, zaman zaman kendi gücümle kanatlanmak isterdim ama önce illede sen dokunmalıydın ellerime , bu önü ardı kesilmez bir tutkuydu bir adım öteye sensiz gidemezdim var gücümlede bekledim... Çetindi be babam! Fırtınalı rüzgarı düşün, düşün işte susuz kalmış bir çiçeği düşün. İç sesimden duyum öldü ve ne yazık öldü sevgim... Bilmedin, duymadın, , görmedin... Bakışlarının ayazında eridim , biliyorsun musun sürdüğün mesafelerde deşildi ömrüm gün be gün Dibe vurdukça '' yetiş '' istedim hiç olmazsa bir gün...


Yeşil yeşil bakmazken sen yıldız yıldız hayallerimde büyüdün, büyüdün...



Babalar dikenli telleri neden örer bilemem, neden kalp kafesine sıkışır duygular ? İçinden sever misin ? Sevmez misin? Bilmem ama bekledim, hep alenen sev, sevgin kulaklarımda çınlasın istedim sonunda şikayetimden senelere yorgun düştü yüreğim... Vazgeçtim bizden
Sahi seni ne zaman öldürdüm hiç bilemedim...

Kabullenmişken şimdi nereden çıktı günün; üstelik tükenmişliğe yenikken tam da -sevilmek diye bir şey yok derken, bana zaman kendimi sevmeyi öğretmişken zaten sevsende artık istemem...

...

Yıldızları hiç mi hiç küstüremem...

19 Haziran 2011 2-3 dakika 10 öyküsü var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (3)
  • 13 yıl önce

    Hayatın içinden dolu dolu bir öykü, gerçekler ile örtüşenlerinden sanırım, sade bir öykü olmanın ötesinde...Birebir yaşananlar böyle kaleme alınmalı yazabilenler; ustaca yazabilenler tarafından. Kutlarım Aslı hanım hüzünlü de olsa azıcık güzel bir öykü...👍

  • 13 yıl önce

    şiirlerin sultanından da bu beklenirdi aslında😊

    gerçektende şiirleriniz tadında bir öykü düşmüş sayfanıza,

    sanırım tamda böyle bir duygu karmaşası olabilirdi yaşanmışlıklar;

    "içimde sevgisizliğin büyüdükçe taş oldum taş... Bilemezsin nasıl küstüm sana nasıl..."

    güne başka nasıl bir öykü düşebilirdi ki, hayret!

    kutlarım değerli kalem😙😙😙

  • 13 yıl önce

    Sayın Ahmet Hocam ,

    Sayın Bayduclu değer katan yorumlarınıza , öykümü güne taşıyan değerli seçki kuruluna çok teşekkür ederim

    Slem ve saygılarımla.