Yoksa Sende mi İnandın Baba
Yedi mayıs sabahı yetmiş ikide durgun bir günde Ankara'da . Bir evin salonunda, baba kızına anlatıyordu. Küçük kız sekiz yaşında.
- Biz dört kıtada at koşturmuş bir nesilden geliyoruz kızım.
- Yaaa
- Tabi bizim korkumuzdan binlerce kilometre set çekmişler Çin'liler
Akınları durdurmak için.
- Hiçbir şeyden korkmamışlar desene baba hep korkutmuşlar. Ama dün üç güzel amcadan korkmuşlar baba hem de kendi ülkelerini yıkacak diye.
- Ne ne saçmalıyorsun sen.
- Dün diyorum baba dün, Deniz, Yusuf ve Hüseyin amcanın bu ülkeyi yıkacağına inanmışlar, yoksa sendemi inandın baba.
Derin bir sessizliği yine o küçük kız bozdu
- Hiçbir şeyden korkmayan siz, Dünya'yı dize getiren siz sadece üç güzel adamdan mı korktunuz.
- Hadi bakalım senin işin değil bunlar geç odana cezalısın pencereden bakmak dahi yok.
Kız kalktı yerinden giderken salon kapısı önünde, çevirip başını bakarak babasına
- Dün pencereden bakarken caddede bir genç yürüyordu. Avuçlarında yeşil parkalı Deniz'in resmi bağırarak ilerliyordu caddede, polisler elinden almak istiyordu resmi vermek istemedi direndi. Vurdular aldılar. Tam götürürlerken başını kaldırıp bizim pencerede beni gördü, gülümsedi baktı öyle güzel baktı ki baba yüreğinde cesaret gözlerinde memleket vardı
- Bennn inanmadım baba ben inanmadım..
Dönüp odasına gitti kız söylenirken babası
- Sende onlar gibi anarşist mi olacaksın şimdiden yaşın kaç başın kaç
Günler aylar hızla kovalarken bir birini milyon yüreklere mıhlanmıştı deniz sevdası inananların çoğunun çocuğunun adıydı deniz her haklı eylemde yürüdüler en önde.
22 yıl sonra
Anne kahvaltı hazırlamış, baba gazetelerde göz gezdiriyor. Kız odasından çıkıp bir elma alıp eline.
- Ben çıkıyorum babacım
- Kızım nereye otur kahvaltı yapacağız
- Çıkmam lazım babacığım bugün 1 mayıs
- Kızım bıkmadın mı senelerdir, hem okudun iyi bir hekim oldun başarılısında. Hem sen işçi değilsin ki
- Sende polistin baba taksici değil ama ekip arabasıyla birkaç defa doğuma götürdüğün insanları anlatıyordum.
- Aynı şey mi kızım ben insanlık yaptım.
- O hareketinle senle gurur duydum. Bırak bende insanlığımı yapayım, olmaz mı.
- Sen hiç değişmeyeceksin aynı anarşist kim giriyor yavrum aklına .
- Senelerdir anarşist, komünist diye söylendin sırf senin gibi düşünmüyorum diye değil mi. Ben senin kızınım kızın.
Arada göz ucuyla annesine bakıyor o daha da can yakıyordu. Babasının her lafını hareketleriyle olsun mimikleriyle olsun baban haklı derken ona acıyordu aslında. Çünkü kendi fikri hiç olmamıştı, ne biliyorsa babası biliyor ve doğru biliyordu. Bu cehennem harından daha yakıcıydı.
Kız
- Seninle tartışmak istemiyorum baba.
Diyerek çekti kapıyı ve apartman kapısından çıkıp caddede dimdik yürüyüşüyle kayboldu pencereden bakan babasının gözlerinin önünde.
- Şuna bak hanım kime çekti bilmiyorum. Sanki işçilerin çok umurunda küçük hanım olsa ne olur olmasa ne.
- Anarşist, anarşist
Birkaç saat sonra ev hanımı kanepede sebze ayıklıyor baba koltukta uyuya kalmış .acı bir çığlıkla uyanır baba.
- Ne bağırıyorsun kadın
Kadın televizyonu gösterir, işçi eylemini naklen veren ekrana kilitlenir kızı en önde bağırıyor
- Kahrolsun emperyalizm diye
Bir polisin sırtına vurduğu copla duyar ilk acıyı, başka bir polisin tekmesiyle yuvarlandığında yere içi cız eder. başka bir polis tutup sürüklerken saçından yüreği yangın yerine döner o benim kızım o benim kızım diyerek son hızla çıkar sokağa benim kızım anarşist değil terörist değil bu nasıl bir tutum diye söylenirken yıllarca görevli olduğu eylemlerde anarşist diye suçladığı hak arayanlar gelir aklına.
Karakola geldiğinde kızını görmek istediğini söyler, biraz beklemesini söylerler. Bir süre bekledikten sonra bir polis eşliğinde iner nezarethaneye. Parmaklıklar ardında kızı ve arkadaşları bakar babasının yüzüne kaldırıp başını
- Bir gün baba bir gün anlayacaksın beni büyük bir sömürünün içinde.........