Zamanı Durdurun
Zaman akıp gidiyordu. Finaller bitmişti ve Meryem memleketine dönmüştü. Kısa bir tatildi ama Meryem'in aklı hep o sesteydi. Onu gördüğü günden beri ilk defa içinin bu denli sızladığını hissetti. Aynı ilde olmak bile meğer ne kadar kıymetliydi onun için. Ailesine duyduğu özlem bir nebze de olsa bu duygularını hafifletti. Sevdikleri ile doya doya zaman geçirdi; hepsini ayrı kucakladı, sevdi, öptü... Şimdi çok daha iyiydi ve mutluydu. Sevdiği herkes çok kıymetliydi onun için. Ailesiyle günleri çok hızlı geçti ve ayrılma vakti gelip çattı. Okula dönmek zorundaydı. Bir yandan mutlu bir yandan da hüzünlüydü ama en sonunda geleceği yerin yine ailesinin yanı olduğunu biliyordu.
Yurduna gelip hemen yerleşti. İçinde atlı karıncalar tepişiyordu sanki.. Unutamayacağı bir dönem yaşayacaktı buna inanıyordu. Heyecanlıydı. Ertesi gün okulun ilk günüydü ve Meryem erkenden kalktı, duşunu alıp hazırlandı.. En güzel kokusunu sıkmayı da unutmadı. Her zaman olduğu gibi hemen kampüsün kantinine gitti. Yanına gelen arkadaşlarıyla tek tek özlem gidermeye başladı ama onu hala görememişti. Yüzünü düşürmemeye çalışsa da canı sıkıldı. Ortak arkadaşlarıyla denk gelip biraz sohbet etti zamanını doldurmaya çalıştı ama aklı hala ondaydı.. Derslerine girip çıktı, o hala yoktu. İlk gün istediği gibi geçmedi ama duyduğu bu özlem Meryem'in sevgisini daha da çok körükledi..
Yeni dönemin başlamasıyla büyük bir konser düzenlendi. Üniversitenin tüm öğrencileri davetliydi. O gün ortak arkadaşlarının olduğu gruptan mesaj aldı. Konsere grup olarak gitme önerisi yazıyordu mesajda. Bu durum Meryem de yeni bir heyecan yarattı. Kim bilir belki bu sefer tanışabilirdi. Onun için hafta sonunu beklemek çok zor olacaktı.
Günler geçti ve hafta sonu geldi. Meryem akşam için sabahın erken saatlerinde hazırlanmaya başladı. Çok heyecanlıydı. Ne giyeceği, saçlarını nasıl toplayacağı, hangi parfümü sıkacağı hakkında hiçbir fikri yoktu. Her giydiğini oda arkadaşına sorup durdu. Komikti.. Akşam saatlerinde hazırlığı bitti ve konsere doğru yola çıktı. O yol bitmek bilmedi. Sonunda konser meydanına geldi ve etrafa biraz bakındı. Ondan önce gelen bir kaç arkadaşının yanına gidip onlarla sohbet etmeye ve eğlenmeye başladı. Sohbet ederken hafif hafif esen rüzgar Meryem'in uzun saçlarını dağıtmıştı. Meryem de saçlarını rüzgara karşı savurdu ve işte o an... Hayalde miydi? Gerçekte mi?? Kalbi ağzında atıyordu sanki, öylece kalakaldı.. Gözlerini o iri gözlerinden alamadı. Arkadaşları ile tek tek selamlaşmasını izledi ve bu sefer sıra kendine de gelecekti biliyordu ama ismini bile söyleyecek durumda değildi.. Sonunda Meryem'in yanına geldi:
-''Merhaba, ben Deniz'' diyerek elini uzattı.
Meryem'in elleri titriyordu, bir an bekledi ve elini uzattı. İsmini ilk defa duymuş gibi yaptı:
-''Merhaba, ben de Meryem çok memnun oldum'' dedi.
Birbirlerine minik gülümsediler ve Deniz Meryem'in yanında konseri izlemeye devam etti. Şarkılar ortamı daha romantik hale getirmişti. Tatlı sohbetleri başladı ve sanırım Deniz de Meryem den etkilenmişti. Sürekli ciddi görünen çocuk yoktu karşısında o kadar tatlı gülüyordu ki gözlerini ondan alamıyordu. Sesi gerçekten güven veriyordu ve artık emindi, aşık olduğunu biliyordu. Bütün arkadaşlarını unutmuşlardı, sanki konserde sadece ikisi vardı ve sohbetlerinin sonu gelmek bilmedi. Arkadaşlarının bu yakınlığı anlaması uzun sürmedi tabi. Kendilerini fark ettirmeden onları orada yalnız bıraktılar. Meryem ve Deniz çimlere oturdu, hem şarkılara eşlik ettiler hem de birbirlerini tanımaya çalıştılar. Her cümlenin sonunda birbirlerini onaylayıp durdular; meğer ne çok benzer yanları vardı. Zamanın nasıl geçtiğini ikisi de anlamadı. Konser bittiğinde etraflarında kimse kalmamıştı, ikisi de birbirine bakarak bir anda kahkaha atmaya başladı. Meryem saate baktı ve epey geç olmuştu. Yurda saat on ikiden önce giriş yapmalıydı. Deniz saatin geç olduğunun farkındaydı ve Meryem'e yurda kadar eşlik etmek istediğini söyledi. Meryem de memnuniyet duyacağını dile getirdi.
Biraz daha fazla zaman geçirebilmek için yurda kadar yürümeyi tercih ettiler. Yurt biraz uzaktı ama bu durum ikisi için de önemli değildi. Daha çok tanımak istiyorlardı birbirlerini. Uzun sohbetleri sonunda yurdun önüne geldiler. Meryem ayrılmadan önce ona gecesinin çok güzel geçtiğini ve bunda katkısının olmasından dolayı çok memnun olduğunu söyledi. Deniz ise aynı duyguları yaşadığını belirtti. Meryem çığlık atmak istiyordu, çok mutluydu .Tam da şu anda zamanı durdurabilir miydi? Yanından ayrılmak istemiyordu. Yurt kapısına kadar gözlerini Denizden alamadı. Yurt kapısına geldiğinde kapıyı açmak için adım attı ancak açamadı. Tekrar denediğinde ise kapının kilitli olduğunu fark etti. Şaşkındı ve hemen saate baktı. Saat gece yarısı biri gösteriyordu. İnanamadı.. Denizin yanında saatler nasıl da çabuk geçmişti. Yurt on ikide kapıları kilitliyordu ve bu durum ilk defa başına gelmişti. Şu durumda bile Meryem sadece gülüyordu ve içinden sadece zamanı durdurma isteği geçiyordu. Deniz bir gariplik olduğunu fark edip hemen Meryem'in yanına geldi. Neden güldüğünü, ve neden hala içeri girmediğini merak edip sordu. Meryem durumu anlattığında ise ikisinin de yüzünde tatlı tebessümler belirdi.
Zamanı durdurmuştu ama şimdi ne yapacaktı?
.
Güne düşen değerli denemenizi kutlarım sayın Merve, muhabbetle...
Hemen hemen herkesin zamanın durmasını istediği özel anları olmuştur yaşamında bir de mümkün olsaydı :) kutlarım Merve hanım