Zaten başımıza ne geliyorsa canı sıkılanlar yüzünden geliyor...
...aptallık! Uyandığında bomboş olduğunu düşündü. Yatak odasının penceresinin güneş vurmuş camında bir arı vızıldayıp duruyordu dışarı çıkmak için. Geçenlerde saygı değer Bülent anlatmıştı kasvetli bir ortamda yemek yerlerken kalabalık bir grupla,bu minik böceklerle geçen anılarını. Kaşta ki yazlığımda,can sıkıntısıyla geçen sıcak bir gecede balkonun giderinden kaymakta olan bir kırkayağı yakalayıp, kavanozun içine daha önceden ıslattığım pamuğu yerleştirmiş üstünede cımbızın ucunda kıvranan kırkayağı bırakmıştım.Çünkü bu uzun kırkayaklar nemli ortamları çok severler. Ertesi sabahsa arı yakalamam kolay olmuştu. Zaten arıdan bol da başka bir şey yoktu. Balkonda geceden kalan şarap kadehimin etrafında dönüp duruyordu. Küçük bir kepçe bu gibi durumlarda işe yarar, etrafındakilere bakarak, hepinize tavsiye ederim dedi bu arada, neyse arıyı kırkayağın bulunduğu kavanoza bıraktım. Kapağını sıkıca kapattıktan sonra, neredeyse gölgede elli derece olan bir yerde güneşin kavurduğu balkon fayanslarının üzerine bıraktım. Çıldırmalarını seyretttim. Şimdi bu yaptığım şey vahşilik midir yani sizce, yoksa can sıkıntısının verdiği bir durum mudur? Aynur çok sinirlenmişti. Ama o sinirini içinde tutup, senin ruhun bozuk deyip kalkmıştı masadan. Saygı değer Bülent, anlamadım der gibi mırıldanmış, Aynur'sa, Or...u çocuğunun birisin sen demişti.