Zavallı Tavşan
Açlıktan karnı zil çalan yaşlı kurt, kara kara düşünürken bir tavşan çıkmış karşısına,onu görünce midesi bayram edeceği için çok mutlu olmuş.
Zavallı tavşan,yaşlı kurt ile burun buruna gelince ödü patlamış ve "ecelin elinden kaçılmaz"diye düşünmeye başlarken aklına sinsi bir fikir gelmiş.
"Ben sana bir öğüt vereyim,canımı bağışla!"
Yaşlı kurt:
-Söyle bakalım,dinliyorum.
-Sevmenin,sevilmenin,gülmenin ve güldürmenin vergisi yoktur,bunları bol bol harcayalım.Geç ödenmiş özür,suçu kapatmaz kabartır.
Kurt,bu güzel sözleri beğenmiş ama karnını doyurmaya yetmemiş tabi,tam tavşanın üzerine atılacağı vakit:
-Bir şartım var,demiş zavalı tavşan,şu koca yokuşu görüyor musun?
-Evet,görüyorum.
-Beni yakalayabilirsen,yersin.
" Kurt yaşlı bense gencim ve yokuşta daha hızlı koşarım beni yakalaması imkansız,böylece onun elinden kurtulurum ve o da avucunu yalar." diye düşünmüş tavşan kıs kıs gülerken.
Sonu ne mi olmuş,tavşanın sevinci kursağında kalırken,kurt zevkten dört köşe olmuş.
Tabi nerden bilecekti ki her yokuşun bir inişi olacağını,inişe gelince koşamaz olmuş ve bu da yaşlı kurdun işini kolaylaştırmış, onu afiyetle yemiş.