Zehirli Çiçek
Bir zamanlar yeryüzünü bitkilerin sardığı cennet gibi bir dünya varmış. Bin bir çeşit çiçek yaşarmış .
Kelebekler kuşlar böcekler tatlı bir hayat sürüp giderlermiş. Dillere destan bir çiçek varmış. bu çiçeği görmek istermiş her mahlugat. Çiçek Bir ağacın gölgesinde uzun yıllar yaşamış.
Kelebekler kuşlar gider uzaktan bakarlarmış öyle güzel öyle büyülüymüş ki gözelerini alamazlarmış.
Yaklaşmak arzusunda olanlar yaklaşıp bir koklasalar ölürlermiş. Kimse cesarat edemezmiş. Bir kelebek onunla ömür sürerim demiş. Bu eşşiz çiçek yalnızlıktan sıkılmış. Öldürücü yönüyle de kimseyle hayatı paylaşamazmış.
Kelebek, eşsiz çiçeğin yanındaki bir dala konmuş. Bakmış bakmalara doyamamış. Büyülendikçe büyülenmiş. Bakın demiş, bana bir şey olmadı. Diğer kuşlar, kelebekler, bırakmışlar arkadaşlarını.
Bir zaman geçmiş. Kelebek kendini iyi hissetmemeye başlamış. Oysa zehirli çiçek yavaş yavaş zehiirlemiş avını. Sonrada o yeşile çalan kanatları, iri siyah gözleri, çiçeğe benzeyen o eşsiz güzelliği öldürürken zevk alıyormuş. Kelebek bir dalın üstünde, sevdiğinin onu yavaş yavaş zehirlemesiyle, oysa ölüyormuş.
Ömür diye yetindiği, aslında gözacıp kapayıncaya kadarmış..!
Ondan sonra Kelebekler hep bir günlük ömür sürmüşler.............
Benimde kelebekisimli siirim vardı Umutlarımı sırtına yüklediğim hayata sıgdıramadığım umutlarımı kanatlarlarına sıgdırmaya çalıştığım severek okudum tebrikler tülay hanım