Zeliş

Güzel bir kızdı Zeliş.
Yazı da gördüm onda kışı da.
Güneşli bir havada hafifçe esen rüzgârda görmeliydiniz onu! Kumral teninde saman rengi saçları dalgalandıkça, buğday tarlasına benzerdi yüzü. Açık mavi gözleri, tarladaki ikiz göl gibiydi; durgun da gördüm onları, fırtınalı da.
Yarım gülümsemesiyle kime bakarsa baksın darmadağın ederdi; gözlerin gücüne onda inanmıştım ben. Bir çift gözün nelere kadir olduğunu onun bakışlarıyla anlamıştım.

Ankara'nın ayazı başka olur. Karanfil Sokak'ın ayazı biraz daha insaflıdır; ama bulvara çıktığınızda bir o kadar imansızdır buzdan rüzgâr!
Ayazı insaflı sokaktan Zeliş'le birlikte çıkıp, Bulvar'da hızlı adımlarla Zafer Çarşısı'na doğru yürürken ilk kez onun titrediğine şahit oldum. Kalın hırkasının içinde minnacık olan bedeni iyice küçüldü. Önce koluma girdi, sonra elini parkamın cebindeki elimin yanına yerleştirdi. Sıhhiye'ye doğru slogan atarak yürüyen küçük bir guruba katılmak istedim. Elimi sıkarak işaretini verdi.
Gözlerine baktım.
?Üşüyorum arkadaş,? dedi.

Bir hafta sonra arkadaşlarla para toplayıp kalın bir manto aldık. Aynı gün hastaneye götürdük, bir iğne ile her şeyin düzeleceğini sandık.
Derin darbenin ülkeyi on ikiden vurmasına tam dokuz ay vardı. Kızılay'ın hızlı kızı gün geçtikçe yavaşlıyor; her gün biraz daha sessizleşiyordu.
Bir akşam üstü mahcup bir ifadeyle söylendi.
?Yerin dibine batsın mektep, ben babamı özledim; beni İstanbul'a gönderin!?
Babasının hamallık yaptığını her zaman övünerek söylerdi. Yeşildirek'in gülüdür o, derdi. Semerine mavi boncuğu zorla taktığını, ballandırarak anlatmaktan ayrı bir zevk duyardı.

Üç arkadaş, üç gün sonra yolcu edebildik.
Gidenlerin ve kalanların söylediği bilinen kelimeler gitti geldi karşılıklı olarak. Trene binmeden önce, bana kırmızı yün eldiveninin birini verdi.
Ben biliyordum, benim canım arkadaşımın bizim Che Cemil'e gizli sevda çektiğini. El sallamak için cama yaklaştığında gözlerini hiç öyle görmemiştim. Bu ikiz göllerin üstünü ince bir sis kaplamıştı sanki. Bakışları görünmüyordu. Elimde sıkıca tuttuğum eldiveni yanımdaki Che'ye verdim. Zeliş, bunu görünce galiba gülümsemişti ya da bana öyle gelmişti.

Yaklaşık on gün sonraydı. Yani, Zeliş olmadan geçen onuncu ya da on birinci günün akşamıydı. Tandoğan'daki teras kat dairemizin kapısını açmak için merdivenleri tırmandım. Elimdeki nevaleyi yere bırakıp anahtarımla kapıyı açtım. Yarı açık olan salon kapısının aralığından kanepede oturan Cemil'i gördüm. Yanında özenle bırakıldığı belli olan siyah mantoya ilişti gözüm. Botlarımı çıkarmadan, ?Zeliiş!' diye bağırarak salona daldım. Diğer kanepede tanımadığım bir adam oturuyordu. Yavaş yavaş ayağa kalktı. Gözleri Zeliş'in gözleriydi, onlarla baktı.
Ölmeden üç gün önce babasına şunu söylemiş.
?Eğer bana bir şey olursa, bu mantoyu bu adrese götür. Başka bir arkadaşa versinler,? demiş.
Mantonun bir cebinden eldivenin diğer teki çıktı.

Ve hayat her birimizi bir yana savurdu. Yıllar sonra yine Ankara'da Cemil'le buluştuk. Rusya'da bir inşaat şirketinde mühendis olarak çalışmaya başlamıştı. Yıllar herkesten çaldığını bizden de araklamıştı. Elbet yüreğimizdeki Zelişi de çağırdık yanımıza.
Sohbet arasına sıkıştırdığım soruyla yine duygulandık.
?Eldivenleri ne yaptın Cemil??
?Kızıma verdim, onda,? dedi.
Ve devam etti:
?İstasyonda o eldiveni bana verene kadar, ben senin Zeliş'e tutkun olduğunu sanıyordum. O yüzden hiç sesimi çıkarmadım. Söyleyemedim ona onu sevdiğimi!..?
Nereden bilecekti ki! Bazı arkadaşlıkların kan bağı olan kardeşlikten daha değerli olduğunu.

Bizler on sekizliktik o zamanlar; ama kalplerimiz yirmi dört ayardı. Şimdi bazı kırk beşliklere bakıyorum da!..
Sanıyorum onların kalbi on sekizlikken de tenekeydi.

Eğer, Zeliş yaşsaydı, yani okulunu bitirip, çıkışını alsaydı, o da öğretmen olacaktı.
Eminim ki, yetiştireceği çocuklar da hep güzel kalacaktı.

23 Temmuz 2009 3-4 dakika 14 öyküsü var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (3)
  • 15 yıl önce

    Ben de sevdim bu zelişi...Kutlarım...saygılar..

  • 15 yıl önce

    😙

    Can yakıcı bir öykü.Yüreğini söküyor insanın. Ustalıkla anlatılmış.İz bırakıyor. Yürekten kutluyorum.👍👍👍

  • 15 yıl önce

    herhangi bir hikaye ya da roman okunduğunda, kahraman ya da kahramanları insanın kafasında canlanıyorsa,,, herkes kendi yaşamından bir şey buluyorsa anlatılmak istenen yerini bulmuştur, bu bakımdan etkileyici bir öykü "Zeliş" ve yıllar sonra böyle bir öyküye kahraman oluyorsa gözlerinin derin buğusundandır diyor.. biraz daha devam etseydi daha iyi olurdu diyerek Yazarın affına sığınıyorum saygılar