Zırva Zamazingo 3
Hacı Dörtinç sinkafı bırakıyor
Her seferinde, üç kuruş para için bu Kadim p*zevengini beklemekten ciğerim soldu *mına koyim. Yok Erdinç bana kamyon bul, yok şuraya git, şu adama şunu ver. İsviçre çakısı mıyım lan ben! Ne gecesi belli ne gündüzü. S*kicem bu *mına koduğumun martılarını da ciyak ciyak. Sanki g*tlerinde Elmadağ sirkesi kaynıyor.
“Hişş?”
“Buyur Kadim abim, hoş geldin.”
“Ne oluyor ulan, ne mızmızlanıyorsun?”
“Abiciğim, afedersin köküne kibrit suyu döktüğümün martısı kulağımın arkasına işedi ona sinkaf ediyordum. Nasıl abi rahat geldiniz mi AS 600’le?”
“Kaç modeldi bu Dodge? Gelene kadar anam ağladı.”
“1983 model abi”
“Senden büyük yani?”
“Evet abi, nostaljik olsun istedim biraz. Tabi verilen para da etkili oldu model seçiminde.”
“Tamam kısa kes, kamaraların anahtarını ver.”
“Buyrun Kadim Bey.”
“Sen toz ol şimdi. Yavaş yürü güverte ses çıkarıyor.”
Bu güverteyi yapan ustayı da s*keyim, gemiyi yüzdüren kaptanı da. Bu adamlar yüzünden bipolar oldum kardeşim. Biri köpek çekerek konuşur, öbürü başbakanmışım gibi. Ne yapacağımı şaşırdım.
Geminin kıçından başına, güverteyi bir nisan kedisi edasıyla geçtim. Arkadan dolaşıp yola iniyordum ki Firkat babayı gördüm. Hazırolda bekliyor varili, *mına koyim sanki içinde altın var.
“İyi nöbetler Firkat baba ne var bunun içinde?”
“Merhaba Dörtinç Bey, bu mu? Bu Bobi, içinde bağırsak var! Fakat çok mühimmiş, birazdan sarılacağım o yüzden.”
“Baba bırak bu işleri artık, senin kalemin değil bu angaryalar. Şu kılığına kıyafetine bak yakışmıyor sana. Git aylığını al, bahçe sula, torun sev!”
“Efendim efkaf memuriyetimiz vardı da biz mi gitmedik? Bu meret iş de olmasa çoluğa çocuğa muhtaç oluruz, Allah etmesin. Daha ben onların ne lakırdı ettiklerini anlamıyorum. Bu yaştan sonra işim yok da sırtımda merkep misali torun mu eğleyeceğim? Ben muhataradan hoşnutum, hem daha dünyayı gezeceğim. Kırkından sonra azanı teneşir paklar, derler. Ben altmışlarımdayım ama mahluk gibiyim vesselam, Azrail beni dünyada unuttu. Ben masanın üzerinde duran paslanmış bir anahtarım. Dokunana hastalık bulaştıracağım diye, kimse açabileceğim kapıları merak etmiyor.”
“Sen uslanmazsın Firkat baba, kolay gelsin.”
Firkat baba kıyak adamdır. Kadim p*zevengi bunu yıllar önce almış yanına, arkadaş dost ayağına sömürüyor. Bana hiçbir işi anlatmaz buna her şeyi dökülür. Neymiş hastaymış falan. Kardeşim nerden biliyorsun adamın bir gün hatırlamayacağını? Senin tüm kirli çamaşırlarını ortaya sermeyeceğini? Kurban olduğum Rabbim aklı alır da verir de. Bilemezsin. Ben olsam bu yaşta Hac yoluna düşer, neden erken gitmedim diye gözyaşı dökerim. Ne demişler önemli olan yolunda da ölebilmekmiş.
Bu *mına koyduğumun dünyası geçici lan okur! Niyetimiz iyi bizim. Sen de boş boş kitaplar okuma, git biraz da Ahiret Ahvalini Kesinleştirme Sınavı’na hazırlan. Seneye bırakacağım bu işleri bak oku gör, namaza başlayacağım. Kesin! Kitabın sonlarına doğru takkeli bir hacı olacağım. Beceremezsem dön yırt bu sayfayı!
Zırva serisinden Zamazingo 4 de okurlarını bekler.
Gayet keyifle devam ediyoruz okumaya Yunus bey :) kaleminize sağlık