Zorlu Dönemeçler-2-b2-i

İ. KADIKÖYDE İKİNCİ KİRALIK EV

Eskişehir'de uzun bir süre yaşadıktan sonra kadıköy'de ikinci bir ev tutmanın zamanı gelmişti. Çünkü Yasemin yine ?çocuklarım' demeye başlamıştı.
Her zaman için çocuklarını özlediğini, içinin titrediğini biliyordum. Bu nedenle kadıköyde, yine bir ev kiralamak istedim. Bu defa arkadaşı, Perihan hanıma mektup yazdım. O'da Yel değirmeni Uzunhafız sokakta, 114 no.lu evde bir daire tutulduğu haberini verdi. Yine bize yol görünmüştü. Yatak, yorgan, kap, kacak sorun değildi. Çünkü Bedia yengeler, bu gibi şeyleri, mutfak olarak yaptığım, depo gibi yerde muhafaza ediyorlardı. Bu arada ben yazlık iznimi de almıştım. Kadıköy'e gitmenin tam zamanıydı.
Ev sahiplerimiz çok iyi insanlardı. Mustafa bey çalışıyor, Eşi Saniha hanım avukat olduğu halde çalışmıyordu. Çocukları yoktu. Kendileri üst katta otuyorlar, Biz birkaç basamakla çıkılan birinci katta. Ayrıca bir de bahçe katı vardı ama, o zeminden biraz aşağıda bulunuyordu. Orada da iki çalışan insan oturuyordu. Ev çarşıya da çok yakındı. Çarşı yüz metre ya var, y ikincia yoktu. . Ev sahipleri bizi, biz de onları sevmiştik.
Yasemin ayrıca yanına bir arkadaş daha edinmişti. Arkadaşı Perihan Hanımın kardeşi Fevziye...Çalışan bir insandı, bekardı, ablasıyla beraber oturuyor fakat iyi geçinemiyorlardı. Bunu bilen Yasemin Ona bir teklifte bulunmuştu..?gel kızım, evin bir odasında da sen otur, nasıl alsa sabah gidip, akşam dönüyorsun! Mutfak, vs. müşterek olsun, hatta yemek yapmana bile gerek yok, benim yaptığım yemeklerden sen de yersin,' dedi. Fevziye de teklifi kabul etmişti. Böylece, ben olmadığım zamanlar, Fevziye Ona can yoldaşı olacaktı.
Ayrıca aynı sokakda, İzmitli iki aile daha yaşıyordu. Yasemin, onlarla da tanışmış, birbirlerine destek olmaya karar vermişlerdi. Zaten Hanife hanım anneanesinin ahbabı oluyordu., Kocası Ali bey ve iki yetişkin kızı bir de oğulları vardı. Oğul evliydi, büyük kızları Samahat da evlenmek üzereydi
Yasemin çocuklarına kavuştuğundan dolayı hayatından çok memnundu. Eh ben de şimdilik buradaydım. Bir ara arkadaşım Selahattin de izinli gelmiş, beraber Büyük Çamlıca'ya pikniğe gitmiş, hem piknik yapmış hem boğaz manzarası seyretmiştik. Çok mutluyduk Ayrıca evde, bahçede, çocuklarla beraber resimler de çektirmiştik. Çünkü Sela'nın yanında taşıdığı bir fotoğraf makinesi vardı.
Bazen, Yaseminle karşılıklı, kağıt ve tavla oynardık, Bilhassa, Yasemin'e bezik oynamasını ben öğretmiştim. Diğer zevkle oynadığımız bir oyun da tavlaydı. Yasemin tavlada bayağı iddialı olurdu..Bazen de Selayı kendi kafamıza göre evlendirmeye kalkardık.. Ona layık gördüğümüz kızlar da bazen, kendi büyük kızı, bazen de dayısının ortanca kızı Gülbin olurdu. Bu konu ikimizin arasında kalırdı, kimseye de bir şey söylemezdik.
Günlerden, bir gün, İzmitli Hanife abla, Yasemine misafir gelmek istiyor ve kızı Samahatla haber gönderiyor, Geldiği zaman da hoş, beşten sonra, büyük kızı Gülcan için bir damat adayı bulduğunu söylüyor. Ve fikrini soruyor..Aslın da olay şöyle gelişmişti. Gülcan, sık, sık annesini görmeye geliyordu. İşte bu geliş, gidişlerde, Hanife hanım, Yine İzmitli olan Hamamcı ailesine, kızı habersiz olarak göstermiş, Onlar da, çok beğenmişlerdi. Hamamcıların oğlu askerliğini yapmış, yirmi iki yaşında yakışıklı bir delikanlıydı. O'da uzaktan kızı görmüş beğenmişti. Şimdi sıra, Gülcan'ın annesi ve babasıyla görüşmeye kalmıştı. Bu sebeple Hanife Hanım, Yasemini ziyarete gelmiş, durumu bildirerek fikrini sormuştu. Yaseminin cevabı ise şöyleydi. ?Karar verecek olan babasıdır. Ben bir şey söyleyemem!'
Daha sonraki günlerde, durum, Gülcanın babasına da intikal etmişti. O da kızını, Trabzon'daki zengin bir akrabasının oğluna vermek istiyordu. Netice Gülcanla, damat adayını buluşturmuşlar, kız da delikanlıyı beğenmişti. Durum bu merkezde olunca, gelip, gitmeler, uzun zaman alacak bir sürece girmişti,

28 Şubat 2013 3-4 dakika 79 öyküsü var.
Yorumlar