Zorlu Dönemeçler-2-B8-16-8-2008-27-8-2008
16-08-2008 cumartesi
Sabahleyin anladım ki yine kaçırmış. Hasta bezini çıkarırken de, takarken de huysuzluk yapıyor. Bilhassa takarken ter içinde kalıyorum. Hem sözleriyle, hem hareketleriyle bana mani olmak istiyor.
Kahvaltıdan sonra sebze çorbası yapmak istedim. Daha sonra banyo yapıp çamaşır yıkayacağım. Yine devamlı peşimde. Bir çocuk gibi her şeye dokunmak istiyor.
?'Sana da banyo yaptırayım'' dedim. Razı olmadı. Sanki yalnız başıma banyo yaptırabilecek mişim gibi!
Gülcan telefon etti. Meğer bu gün Berat kandiliymiş. Nadire ablama, Erdem'e telefon ettim. Gevher ve Perihan hanımı evde bulamadım. Saat 16.00 ya doğru Gülbin, arkasından, Metin telefon etti. Telefon trafiği bu günlük bu kadar.
17-08-2008 pazar
Gece tuvalete kalkmalar devam ediyor. Sabahleyin 0630 da uyandı. ?'Beni kaldır'' dedi. Maalesef yine kaçırmış. Üzerindekileri çıkarıp, temizlerini giydirinceye kadar, kıyamet koptu. Cam önüne oturttuktan sonra, yine çamaşır yıkamak durumunda kaldım. Her nereye gitsem, Yasemin yine beni takip ediyor.
Hava çok sıcak. 34 derece, Bütün camları kapattım. Dışardan sıcaklık girmesin diye. Buna rağmen evin içindeki sıcaklık 29,3 derece. Eskiden olsa, küçük balkona çıkardık, öğleden sonra gölge olduğu için hem serinler hem de ikindi kahvaltısı yapardık. Misafir gelince de salon tarafındaki büyük balkonu kullanırdık. Alzheimer hastası olduktan sonra, balkonları tercih etmez oldu.
Gülşen aradı. ?'Perşembe günü geleceğim, bir kaç gün kalıp döneceğim'' dedi. Mehlika da aradı. Kızının bacağına takılacak platin işi için sıra bekliyorlarmış. Hâlâ Fethiye'ye gitmemişler. Yeğeninde, kalıyorlarmış. Altı aydan bahis ediyor. Kâlp Ameliyatı olan Gülbin'i de Salı günü hastaneden taburcu edeceklermiş 21-08-2008
Dün değil, evvelsi gün, kabızlık çektiği için, sabah kahvaltısında Sinameki çayı vermiştim. Tarifinde olduğu gibi, sıcak su içine poşeti koyduktan sonra 3-5 dakika beklettim ve içirdim. Bardağın tamamını da içmedi ya!
Bu gün, sinamekinin tesiri görülmeye başladı. Tuvalete gidiyor ama bir türlü klozete oturmak istemiyor. Bir kaç defa gidip, geliyoruz. Tuvalete oturduğu zaman da iş, işten geçmiş oluyor. Hasta bezini atmak kolay da, ya diğer işler! Bunları yaparken, itirazları yüzünden zorlanıyorum. Hele bu hadise bir kaç defa tekrarlanınca, bir daha sinameki vermemeye karar veriyorum.
Selma temizlik için dün gelecekti. Telefon etti. Bu gün için gelecek.. Bu defa saat 08.00 de geldi. Erken geldiği için işler kolaylaşacak anlaşılan.
İşleri yoluna koyduktan sonra, Yasemini banyo yaptırmaya karar verdim. Selmayı yardıma çağırdım. Her zaman olduğu gibi, feryat, figan, küfürler, bed dualar, çimdikleme ve ısırmalar. Neticede de teşekkür etmeler..
Temizlendikten sonra salona oturttuk, hemen daldı. Ben de bu fırsattan istifade, Gülbin'i, evinde ziyarete gittim. Uzun zamandır gitmemiştik. Kapıyı torunu açtı. Torunu olduğunu da konuşma sırasında öğrendim. 4-5 yaşlarında kız, 6-7 yaşarında erkek torunu vardı. Elif annesini salona getirdi. Zorlukla yürüyor. . 15-20 Dakka konuştuk. Bacağından kâlbine takmak üzere, alınan damarın yerini gösterdi. Çok kötü görünüyor. Ameliyatı yapan doktorun beceriksizliği, Uzmanlığının eseri sırıtıyor. Anlıyorum ki, ileride, kâlbinden ziyade bacağından sorun yaşayacak. Elif temizlikçi kadın bulmuş, Doktor, bir ay istirahat etmesi gerekli diye tavsiye etmiş.
Eve döndükten sonra, banyo yaptım ve öğle yemeği için sofra hazırladım. Neyse ki Selma bulaşıkları da yıkadı. Ben de Yaseminle ilgilendim.
23-08-2008
Allaha şükür, iki gündür, sabah kalktığımız da yatağı temiz buluyorum.
Bu gün Z.yağlı çalı fasulyesi, mercimekli bulgur pilavı pişiriyorum. Ama yine yanımdan ayrılmıyor. Tabureye oturttum. Bi de ara, sıra kalkıp, onu, bunu karıştırmasa!
Saat 15.00 civarında Gülcan ile görümcesi geldiler. Bir de, çayla yenecek börek ve tatlı getirmişler. Yasemin arada bir soruyor, ?'Bu hanımlar kim?'' diye. ?'Senin büyük kızın NÜN!(Kısaltma) Öbürü de görümcesi Selma hanım'' diyorum. Gülüyor, memnun oluyor, 'Şimdiye kadar neredeydin Kızım!?'' Diyor. Yanına çağırıyor, yanaklarında öpüyor. Fakat bir kaç dakika sonra unutuyor.
Kendisi, ?'hemen çay koy'' diye mutfağa gönderdiği halde, ben mutfağa gidince, ?'Yusuf nerede'' diye onlara soruyor. Beni arıyor ama kocası olarak değil, akraba Yusuf olarak. Bazen kalabalık olduğumuz zamanlar,' ?'Bu benim kocam, Albay Yusuf Cantürk'' derdi. Genelde beni akraba Yusuf görüyor İkindi kahvaltısını kızı yedirirken , ki bazen, benim yerime Gülcan yediriyor, çok memnun görünüyor.
27-08-2008 salı
Sabah erkenden uyandı, ?'Coni, Coni, beni kaldır!'' Maalesef yine çarşafı ıslatmış. Sırt üstü yerine, sağ tarafında yattığından belliydi böyle bi şey yapacağı. Çamaşır değiştirirken, elime, koluma tırnaklarını geçirme, yüzüme tükürme v.s.devam etti.
Devamlı konuşuyor. Bazı sözleri de anlaşılmıyor! Bazen kızım, bazen oğlum, Bazen de baba diye sesleniyor. Bazen TV. seyrederken kızıyor. ?'Beni hiç dinlemiyorsun'' diyor. Bu sebeple , Doğru, dürüst gazete bile okuyamıyorum
Halüsinasyonlar görmeye devam ediyor. Bilhassa ?'Benim küçük oğlum vardı. Nerede?'' Diyor. ?'öyle bir çocuğun yok'' deyince de, ?'Var, sen nereden bileceksin'' diyor.
Sokakta kavga eden insanlar görüyor, Bazen onları ayıplıyor, küfür bile ediyor. Bazen de ?otomobil kadını, çocuğu ezdi'' Diyor, üzülüp feryat ediyor. Arada bir evin içinde köpek, fare gibi hayvanlar gördüğünü söylüyor.....
Sofra hazırlamaya kalksam, Tuvalete gitsem, oturttuğum yerden, hacı yatmaz gibi kalkıp peşimden geliyor ?'Niye kalktın? Niye geldin?''dediğimde, ?'Seni görmeye geldim , nerdesin! Hep seni arıyorum'' Diyor.
Akşam yemeğinden sonra erken yatmak istedi. Bir müddet sesi çıkmadı. Sonra seslendiğini duydum. Baktım ki kalkmak için yatakta debeleniyor. Kaldırıp salona getirdim. Biraz oturduktan sonra tekrar yatmak istedi. Ama gece, beni uyandırıp, ışıkları yaktı ve evin içinde, birilerini aramaya başladı. Yattıktan sonra da beni dürtmekten uyku uyutmadı.