Zorlu Dönemeçler-2-B8-25-1-2008-15-6-2008
25-01-2008
İstediğim halde uzun süre günlük yazamadım. Daha önce de belirttiğim gibi, Alzheimer ilaçlarını kestiğimizden bu yana Yasemin daha sakin. Erken de yatıp uyuyor. Bu nedenle bana da dizi merakı Sardı. Saat 2000 den sonra, Elveda Rumeli, Sinekli Bakkal, ve Görgüsüzleri izliyorum. Tabii haftada. Bir de Samanyolu TV. de dine dayalı kısa diziler!. San ki komedilerden ziyade, dramları, hüzünlü konuları tercih ediyorum. Ve buna da şaşıyorum.
Daha önce de belirttiğim gibi, bilhassa akşam yemekleri için Yasemini uyandırmakta zorluk çekiyorum. Kımıldamasını bekliyorum. Kımıldarsa sesleniyorum. Aksi takdirde önce ben yiyorum, sonra ona yediriyorum. Çok az yemek yer oldu. Az bir şeyle ?'Doydum'' Geçen gün ilk defa hazır domates çorbası yaptım. Fena değil ama benim yaptıklarımı tutmuyor. Her zaman bana, ?'Çok güzel yemek yapıyorsun''diyor. Ben de ?Kimin çırağıyım, ustam sensin'' deyince pek memnun kalıyor. Artık eskisi gibi misafirlere de kek kurabiye yapmıyorum. Migros yakın olduğu için oradan hazır alıyorum. Ama sütlaç, muhallebi yapmaya devam ediyorum.
Salı günleri Gülcan'la görümcesi, bazen komşuları Nur hanım, bazen de Semiha geliyor. Biz de Cuma günleri Gülcan'lara gidiyoruz.. Asansörleri olmadığı için de merdivenleri çıkmakta zorluk çekiyoruz.
Son zamanlarda, idrar kaçırmaya ilave olarak, bazen peklik, bazen de ishal oluyor. Kirletirse diye, kilotuna kadın PED lerinden koyuyorum. Bazen o bile kafi gelmiyor. Dolayısıyla , artık Hasta bezi kullanmaya başladım.
Bazen, gündüz- de gece de klozete oturmak istemiyor. Sanki ilk defa oturuyormuş gibi davranıyor. ?'Ben içine düşerim''diyor. Bu nedenle, nadir de olsa, tuvalete girmekten vazgeçtiği bile oluyor.
Bazen gece yattıktan sonra, bir ara benim yattığım tarafa gelip, çocuklar gibi beni uyandırmak istiyor. Çocukların yaptığı gibi saçlarımı, yüzümü okşuyor.
Birkaç tecrübeden sonra anladım ki, seslenmediği zamanlar, benim yattığım tarafa geliyor, ?'Tuvaletin var mı?'' Diye sorduğumda da ?'Evet''diyor. Ve tuvalete götürüyorum,
O kadar hastalığına özgü şeyler var ki, genellikle unutuyorum. Bilhassa, sabaha doğru, ?'Yusuf, Yusuf. Cantürk, Cantürk, Coni, Coni, Gülcan, Gülşen'' diye sesleniyor, belki de sayıklıyor.
Yine peklik çekiyor. Bu defa sinameki vermiştim Aksi tesir yapınca, yine kilotunu kirletmiş. ?'Bu ne hâl, sen çok temiz ve titiz bir insandın'' dediğimde, cevabını hemen yapıştırıyor. ??Ben yapmadım ki çocuklar yaptı''diyor.
Allah öyle sabır veriyor ki, Ona içten ve sevecenlikle yaklaşıyorum. Sanki bana her şey normal gözüküyor.
30-01-2008
Bu gece yine beni yoran gecelerden biri. Bana seslenip, yatağın kenarına oturduktan sonra tekrar uykuya dalıyor. Sonra olanlar, oluyor. Hasta bezini iyi takamadığımdan, yatağın çarşafına kadar ıslatmış. Neyse ki, çarşafın altında su geçirmez cinsi Ped vardı. PED dahil, çarşafı değiştirdim, Sırtındaki Çamaşırların tümünü çıkarıp, kolonyalı pamukla her tarafını sildim. Temiz çamaşırlar giydirdim. Tabii bu işleri yaparken, bağırıp, çağırıyor, zorluk çıkarıyor.
Sabahleyin, erkenden de makineyi başlattım. Yıkandıktan sonra da, Çarşafı ve su geçirmezi balkona astım, diğerlerini de çamaşır kasnağında kuruttum. Kahvaltı, bulaşık derken, epey yorgun ve uykusuz kalmıştım. Cam önüne gelip karşısındaki koltuğa oturdum. Biraz uyumak istedim ama ne mümkün. Benim uykuma mani olmak için türlü davranışlarda bulunuyor, rahat vermiyor.
10-02-2008
Şubatın ikisinde Gülcan'ın Kız torunu olmuştu. Bidayette, nefes alma gibi sorunlar yüzünden, çocuğu küvete koymuşlar. Şimdi daha iyi imiş. Geçen Pazar bize getireceklerdi, olmadı çünkü bizde temizlikçi kadın vardı. 2 mart için getireceklerine söz verdiler.
Kardeşim Celal hastaneye yatmış. Kâlp kapağı ameliyatı olmuş. Hasanın telefonuna göre şimdi daha iyi imiş.
Yaseminin sakin hâli devam ediyor. Şimdi en büyük problem , hasta bezini ıslatma işi. Bazen gün aşırı, bazen de 3-4 günde bir. Hasta bezini değiştirip çöpe atmak mecburiyetinde kalıyorum.. Muhtemelen bu, hasta bezini bağlarken, benim yaptığım hatalardan da kaynaklanıyor.
Bazen yine, ?' İzmit'e, anneannemin evine gideceğim'' diyor ama eskisi gibi agresif ve ısrarlı davranmıyor. Yeni ayaklanmış bir çocuk gibi her şeyi merak ediyor, ellemek istiyor. Benim peşimi bırakmıyor. Mutfakta bulaşık yıkarken geliyor, Yıkadığım çatal, kaşık, bıçak gibi şeyleri, yarım, yamalak kuruladıktan sonra, ?' bunları nereye koyayım'' diyor. Her şeyin yerini değiştirme isteği var!
, Beş vakit namaz kılamasa da, Allaha olan inancını kaybetmiyor. Bu gün bir ara su içtikten sonra, ?'Allahım minnettarım Sana''dedi.
4 -Nisan -. 2008 .
4 Nisan bizim evlilik yıl dönümüz idi. Ama hay, huy içinde unutmuşum. Kendisi ise hiç hatırlamıyor. Halbuki her sene ya ordu evine gider, yemek yerdik, ya da, çiçek getirir gönlünü alırdım. Bu sene ise evlilik günümüzü hatırladıktan sonra, hüznümü içime gömdüm.
Bu gün, misli görülmemiş bir davranışta bulundu. Hani derler ya! Temiz, titiz İnsanlar yaşlanınca B,,, ile oynarmış'' İşte Yasemin bu ifadeye uygun olarak, ilk defa öyle bir şey yaptı. Tuvalet'e götürmüştüm. Pisliği eline almış, ?' bunu ne yapayım''diye bana gösteriyor. Elini klozetin içine soktum, ?'at, bırak onu'' dedim, inat ediyor, direnç gösteriyor, bir türlü pisliği klozetin içine bırakmıyor! Netice, kilotuna, kaşkorsesine bulaştırdı. Hâlâ bırakmak istemiyor. Güzellikle ikna edemedim, İlk defa zor kullanmak mecburiyetinde kaldım. sonradan da üzüldüm.
Yine, itiraz, bağır, çağır, kolonyalı pamukla her tarafını temizleyip, çamaşırlarını değiştirdim. Sonrasında, her zamanki nezaketiyle bana teşekkür ediyor.!
15.Nisan-2008 Salı.
Bu gün Fatma hanım gelemedi. Torunun biri rahatsızmış, oraya gitmiş.. Gülcan'a telefon ettim, daha erken gelebilir misin ? Diye.. Bankaya gidip maaş alacakmış. Bu durumda Pazar işini Cuma gününe ertelemiştim.
Gülcan, Saat 1500 de çıkıp, geldi. ?' 5-10 Dakka içinde pazara gidip, geleyim'' diyerek, hemen giyinip çıktım. Genellikle sabahtan gittiğimden, bu saatte, Pazar bana çok kalabalık geldi. Pardon, pardon diyerek acele alacaklarımı alarak döndüm. Gülcanın ifadesine göre: TV. de bir haber duymuş. Alzheimer hastaları için bir ilaç bulmuşlar, ve elli hasta üzerinde deneme yapmışlar, hepsi de her şeyi hatırlar olmuşlar. Haberi sunan da Uğur Dündarmış. Araştırmacı, gazeteci Uğur Dündar'a inanmayıp da kime inanacağız! Gerçi böyle düşündüm ama, Amerikan Alzheimer derneğine üyeliğim vardı. Her türlü haberi bana ulaştırıyorlardı. Henüz böyle bir haber gelmemişti. Diğer taraftan, Türkiye'ye bu ilaç kim bilir ne kadar sene sonra gelecekti. Bana göre, ümit etmekle yetinmek gerekiyordu.
İki aydır, Yahoo, geocities de bulunan.. internet sitemden görüntü alamıyorum. Fırsat buldukça ilgileniyorum ama nafile. Neticede, uğraş, uğraş, Ankara Sulh Hukuk Mahkemesinin kararıyla, Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle, bütün Türk Sitelerinin Yahoo dan kaldırıldığını, yasaklandığını öğreniyorum. Böyle Atatürk'e hakaret eden bir yerde benim sitemin olmasını ister miyim hiç! Hemen, sitemi Mynet, com. Tr. ye aktarma işlemine başlıyorum.
Bir ara tuvalete gitmiştim. Yaseminin ?'Düştüm''diyen sesini duydum. Apar, topar salona koştum. Cam önünde, oturduğu koltuğun önüne düşmüş, yerde yatıyordu. Belim ağrımasına rağmen, hemen zorlukla kaldırdım. Sağ kaşının hemen üstünde, alnında bir kızarıklık ve şişlik hasıl olmuştu.. Oraya Lasolin sürdüm, Şişlik bir, iki gün içinde inmişti ama, kızarıklığın olduğu yer acımaya devam ediyordu. Ayrıca, morarma gözlerinin etrafına kadar yayılmış, sirayet etmişti. Bu morarma, epey bir zaman süreceğe benziyordu.
.
15-06-2008
Neredeyse iki aya yakın bir süredir kalemi elime alamadım.
23 mayısta Gülşen- Bülent geldiler, Gülşen hemen mutfak işlerini devraldı. Bülent de camların çerçevelerinin bozulan yerlerini kazıyıp boyadı. Bir ara beraber çarşıya enip, elektrikli Termesifon aldık, taktırdık. Böylece, gaz tüpü derdinden de kurtulmuş olduk. (Mutfakta doğal gaz var, ama ya kesilirse diye Yasemin banyoya aldırtmamıştı).
Bu arada, Gülşenler buradayken, diş problemimi çözmeyi düşündüm. Akademiden bu yana, alt ön dişlerimin ikisi sallanıyordu. Otuz senedir bana fazla bir rahatsızlık vermiyordu. Bir dişim kendiliğinden çıkınca, artık dişçiye gitmem zorunlu oldu. Dişçi de Bülent'in eniştesinin tanıdığı, Dr.Cengiz Saral idi. Gülşen annesiyle ilgilenirken ben de dişçiye gidip, geldim. Cengiz bey beni çok iyi karşıladı. Efendi, nazik bir insandı. Üstelik indirimde de bulundu. Ön dişlerimden dört tanesini çekip sabit yapmıştı. çok sağlam ve güzel görünüyordu. Böylece,. bir hafta içinde, sıkıntıdan kurtulmuştum. Metin bey, arkadaşını tavsiye ettiğinden, merak etmiş, taa, Saroz'dan beni arayıp dişlerimin nasıl yapıldığını, beğenip, beğenmediğimi sormuştu.
Gülşenler 4 Haziran Çarşamba günü, 0530 da Şarköy'e hareket ettiler. Şarköy'e vasıl olunca da Gülşen ?'Rahat geldik'' diye telefon etti., Bülent'in ifadesine göre, Oto yoldan sonra, tek şerit halinde devam eden yolların yerine, çifte yol yapılmış, konvoy gibi gidip, gelinmekten kurtulmuşlardı.