Zorlu Müşteri
"Müşteriler her zaman haklıdır." "Müşteriler velinimetimizdir." gibi sözler ve yaklaşımlar aslında bize dayatılan kapitalist bir yaklaşımın ürünüdür. Elbette müşteriler ticaretin kalbi ve doğal sermayesidir ama bu, müşterilerin her zaman ve her yerde, her konuda haklı oldukları anlamını taşımaz.
Köylü bir dayı, tarlasından topladığı karpuzları kamyonetine yüklemiş sokak sokak dolaşıyor, ekmeğinin peşinde masum köylü, onu gören şortlu, atletli ve kıllı bir adam balkonundan:
-Kelektir onlar diyor kelek.
Evinde iki yumurtayı kıramayan, çorba yapmasını bilmeyen hatta makarna haşlamasını bile bilmeyip tatile gelen müşteriler üstelik bilmedikleri yemek hakkında yorum yapıyorlar.
Bazı müşteriler vardır baş tacı, bazıları vardır sabır taşı. Kimileri gelir dua ederek gider kimileri gelir sizi tahrik eder, çileden çıkarır, küfür ede ede gider yani canciğer dost da olursunuz eli bıçaklı düşman da.
Oturdu en arka masaya genç bir bayan, verdi siparişini, beklemeye koyuldu bir bardak su istedi, kibar garsonun, "afiyet olsun," demesine fırsat vermeden genç bayan:
-Bak dedi bu bardak kirli görmüyor musun?
-Çorba çok tatsız ve tuzsuz hem de yağlı.
-Köfteler pişmemiş hem de çok baharatlı.
-Burası çok kalabalık sizin aile yeriniz yok mu?
Şikayetlerin ardı arkası kesilmiyordu ki, bardağı taşıran son damla şu sözleri olmuştu garsona yönelik:
-Saçlarınıza topuz yapar mısınız?
O da arkasına dönüp şöyle dedi:
-Siz de çatal yerine tırnaklarınızı kullanır mısınız?
Hüseyin bey bir not: Kelektir onlar,diyor,kelek- bu kadar sık virgül kullanmamalısınız